müslüman bir ailede büyüdüm. islama yaklaşmaya çalıştıkça uzaklaştığımı farkettim. müslüman insanların %80 i kendi dinini bile bilmiyor. mesela kurban bayramı sözde fakirlere yardım amaçlı yapılan bir faaliyet. oysaki adamlar eti toptan fiyatına alıp daha ucuza getirme peşinde. fakire 1 kg et verirken içi gidiyor. paylaşımcılık, samimiyet neredeyse hiç yok. en çok saygıyı, dinini yaşamayı o hakediyor ama bizi sürekli yargılıyor. çok iyi insanlar da tanıyorum ama çoğunluğu bu şekilde kimse inkar edemez. evrim teorisiyle birlikte dinlerin yalan olduğu zaten ortaya çıktı. herşeyi tanrı yarattı diyenler tanrıyı kim yarattı deyince afallıyorlar.
bütün dinlerin kaynağıdır insanların bir şeylere inanma ihtiyacı. öldükten sonra cennete gitmek mi yoksa sonsuza kadar yok olmak mı daha cazip gelir? tanrı var ya da yok bilemeyiz sadece hissederiz. ben var olduğuna inanıyorum ve ona itaat etmek için bir neden de bulamıyorum. iyi ya da kötü kavramı tanrının yargılayabileceği birşey değil. tanrı bize sınırlı bir akıl vermiş ve biz aklımız sayesinde iyi veya kötü kararlar veriyoruz. bütün evrenin yaratıcısı o olduğuna göre dolaylı olarak o da suçlarımıza ortak oluyor. bazı insanlar cennette hurilerle takılırken diğerleri cehennemde acı çekiyor. peki tanrı sadist mi sorusu geliyor? islamda akli dengesi yerinde olmayan insanların sorgulanmayacağı söyleniyor. bence karakteristik özelliklerimiz bize doğuştan gelen birşey. yaşadığımız çevre ve ailemiz bir yere kadar etkilidir. bunun binlerce örneği var. çoğunuzun ailesi müslümandır ama siz deist olmuşsunuz. e peki bir insan kötü bir eylem yaptığında neden cehennemlik oluyor? onun aklı iyiyi ayırt etmeye yetmiyor demekki. bir anlamda o da özürlü. o neden yargılanıyor? kararlarımızı kendimiz vermiyoruz. matrix izleyenler bilir. neo sürekli karar vermeden önce kahine danışır. kahin ise ona zaten karar verdiğini sadece zamana ihtiyacı olduğunu söyler. aslında başından beri yapacağımız eylemleri biliriz ve zamanı gelince yaparız. bu dünyanın bir aldatmaca olduğunu ve gerçek yaşamın başka bir yerde olduğunu düşünüyorum. kendi ahlak kurallarım çerçevesinde kararlar verip yaşamımı sürdürüyorum yetmiyor ama vicdanen rahatım. umarım kendimi anlatabilmişimdir. iyi günler dilerim.
bütün dinlerin kaynağıdır insanların bir şeylere inanma ihtiyacı. öldükten sonra cennete gitmek mi yoksa sonsuza kadar yok olmak mı daha cazip gelir? tanrı var ya da yok bilemeyiz sadece hissederiz. ben var olduğuna inanıyorum ve ona itaat etmek için bir neden de bulamıyorum. iyi ya da kötü kavramı tanrının yargılayabileceği birşey değil. tanrı bize sınırlı bir akıl vermiş ve biz aklımız sayesinde iyi veya kötü kararlar veriyoruz. bütün evrenin yaratıcısı o olduğuna göre dolaylı olarak o da suçlarımıza ortak oluyor. bazı insanlar cennette hurilerle takılırken diğerleri cehennemde acı çekiyor. peki tanrı sadist mi sorusu geliyor? islamda akli dengesi yerinde olmayan insanların sorgulanmayacağı söyleniyor. bence karakteristik özelliklerimiz bize doğuştan gelen birşey. yaşadığımız çevre ve ailemiz bir yere kadar etkilidir. bunun binlerce örneği var. çoğunuzun ailesi müslümandır ama siz deist olmuşsunuz. e peki bir insan kötü bir eylem yaptığında neden cehennemlik oluyor? onun aklı iyiyi ayırt etmeye yetmiyor demekki. bir anlamda o da özürlü. o neden yargılanıyor? kararlarımızı kendimiz vermiyoruz. matrix izleyenler bilir. neo sürekli karar vermeden önce kahine danışır. kahin ise ona zaten karar verdiğini sadece zamana ihtiyacı olduğunu söyler. aslında başından beri yapacağımız eylemleri biliriz ve zamanı gelince yaparız. bu dünyanın bir aldatmaca olduğunu ve gerçek yaşamın başka bir yerde olduğunu düşünüyorum. kendi ahlak kurallarım çerçevesinde kararlar verip yaşamımı sürdürüyorum yetmiyor ama vicdanen rahatım. umarım kendimi anlatabilmişimdir. iyi günler dilerim.