Bir yalan çemberiyle kuşatmışlar herkesi. Neredeyse her alanda, her konuda aldatıyorlar. Yalanla-dolanla, sahtekarlıklarla iç içeyiz ve çoğunluk farkında değil.İnsanlar gerçeklerle değil, yalanlarla yaşıyorlar. Olayları doğru göremiyor, doğru tahlil edemiyorlar. Çünkü sorgulama yetenekleri köreltilmiş, şüphe duyma hisleri yok edilmiş. Bilimsellik yok, materyalist düşünce hiç yok.
Allah’la kandırıyorlar. Din’le aldatıyorlar. Siyasetle sömürüyorlar. Dinleri yalan, Allah’ları yalan, siyasetleri aldatma üzerine kurulu. Neye el atsanız altından bir düzenbazlık çıkıyor. Sağlıkta, eğitimde, sporda, ekonomide hilekarlık, yalan diz boyu.
Daha 5-6 yaşındaki çocuklara Arapça sureler ezberletiliyor ve bununla övünülüyor. Minik beyinlere daha dünyanın, yaşamın ne olduğunu anlamadan din enjekte ediliyor. Yaramazlık çağı başladığında cin-şeytan yalanlarıyla korkutuluyor. “Çarpılırsın” deniyor. “Allah taş yapar” deniyor.
Çocukların psikolojisi bozuluyor, hayali varlıkların korkusu ile yaşıyorlar. Kur’an’da bile olmayan ilkel çağlardan, kalma sünnet adetiyle cinsel organları kesiliyor. Minicik çocuklar psikolojik travma yaşıyorlar. Sünnetin olmayan yararları ile kandırılıyorlar. BM’in “cinsel sakatlama” olarak nitelendirdiği erkek ve kız sünnetini sanki yararlıymış gibi anlatıyorlar.
Büyüdükçe yalanlar çoğalıyor ve en kötüsü; kendisi de yalancılar kervanına katılıyor. O da arkadaşlarını ve küçüklerini aldatmaya başlıyor yalanlarla. Yalan-dolan çarkının bir dişlisi haline geliyor.
Yalanlar hiç bitmiyor...
Allah’la kandırıyorlar. Din’le aldatıyorlar. Siyasetle sömürüyorlar. Dinleri yalan, Allah’ları yalan, siyasetleri aldatma üzerine kurulu. Neye el atsanız altından bir düzenbazlık çıkıyor. Sağlıkta, eğitimde, sporda, ekonomide hilekarlık, yalan diz boyu.
Daha 5-6 yaşındaki çocuklara Arapça sureler ezberletiliyor ve bununla övünülüyor. Minik beyinlere daha dünyanın, yaşamın ne olduğunu anlamadan din enjekte ediliyor. Yaramazlık çağı başladığında cin-şeytan yalanlarıyla korkutuluyor. “Çarpılırsın” deniyor. “Allah taş yapar” deniyor.
Çocukların psikolojisi bozuluyor, hayali varlıkların korkusu ile yaşıyorlar. Kur’an’da bile olmayan ilkel çağlardan, kalma sünnet adetiyle cinsel organları kesiliyor. Minicik çocuklar psikolojik travma yaşıyorlar. Sünnetin olmayan yararları ile kandırılıyorlar. BM’in “cinsel sakatlama” olarak nitelendirdiği erkek ve kız sünnetini sanki yararlıymış gibi anlatıyorlar.
Büyüdükçe yalanlar çoğalıyor ve en kötüsü; kendisi de yalancılar kervanına katılıyor. O da arkadaşlarını ve küçüklerini aldatmaya başlıyor yalanlarla. Yalan-dolan çarkının bir dişlisi haline geliyor.
Yalanlar hiç bitmiyor...