Günümüzde evrimi açıklayan teoriler, olayın eski sosyal genetikçilerin ileri sürdüğü teorilerden çok daha karmaşık olduğunu göstermektedir. Mekanizmalar o kadar birbirine girmiş, o kadar karmaşıktır ki, genetik olayları tesadüflere bağlı gibi görmek gerekmektedir. Belirli bir zamandaki oluşmuş evrimin nedenlerinin tümünü ortaya çıkarmaya olanak yok. Ayrıca bir soy zincirinde yaygın rastlanan bir genin, uygun bir gen olduğu için yaygınlaştığı da gösterilemiyor.
Evrim konusunun, giderek daha fazla veri toplanması ve yeni bilim alanlarının geliştirilmesiyle, daha bilimsel biçim aldığını görüyoruz. Bu araştırmaların açıklaması çok bilimsel olmakla beraber, içlerinden bir kaç genel saptama çıkarılabilir. Bu saptamalar, evrimin Darvin’in Doğal Ayıklanma Teorisi ‘nden çok daha değişik olduğunu göstermektedir. Evrim tesadüflere bağlı mutasyonlarla (değişinim) oluşmaktadır. Bu mutasyonlar uygun olmadığında, canlı yaşamını sürdürememekte ve toplum içinden ayıklanmaktadır. Ayıklanma mutasyon sonrası bir başlangıç eleği rolü oynamakta, fakat türün daha sonraki gelişimlerini önemsenecek derecede (türü ortadan kaldıracak derecede) etkilememektedir. Türün bireyleri arasındaki farklı genlerin tümü ayıklanma eleğinden geçmiş olanlardır. Doğal ayıklanma baskısı reddedilemez, fakat rolü tesadüfi mutasyonlarla oluşan bazı türlerin daha başlangıçta ortadan kalkması şeklindedir. Evrim geçirerek günümüze dek süregelmiş türlerin ayıklanması biçiminde değil. Başka bir deyişle, evrim iyiye doğru bir gelişim değildir. Sayısız mutasyon olanaklarından birinin gerçekleşmesidir. Dolayısıyla üstün özellikler, türün hesabına geçirilemez. Evrim değişimlerinden yararlanarak iyi türün oluşması için olanaklar aramakta hiç bir akılcılık kalmıyor. Doğa kanunları örnek gösterilerek insanlığın gelişiminde rekabet ve savaşın gerekliliği konusu, insanlığın gelişimine uygulanamaz. İnsanlar arasındaki ilişkiyi, özgür düşüncelerimizle, başka bir alandan referans aramadan, kendi arzumuza, gönlümüze göre düşünmemiz daha doğru olur.
Asım Akin
Evrim konusunun, giderek daha fazla veri toplanması ve yeni bilim alanlarının geliştirilmesiyle, daha bilimsel biçim aldığını görüyoruz. Bu araştırmaların açıklaması çok bilimsel olmakla beraber, içlerinden bir kaç genel saptama çıkarılabilir. Bu saptamalar, evrimin Darvin’in Doğal Ayıklanma Teorisi ‘nden çok daha değişik olduğunu göstermektedir. Evrim tesadüflere bağlı mutasyonlarla (değişinim) oluşmaktadır. Bu mutasyonlar uygun olmadığında, canlı yaşamını sürdürememekte ve toplum içinden ayıklanmaktadır. Ayıklanma mutasyon sonrası bir başlangıç eleği rolü oynamakta, fakat türün daha sonraki gelişimlerini önemsenecek derecede (türü ortadan kaldıracak derecede) etkilememektedir. Türün bireyleri arasındaki farklı genlerin tümü ayıklanma eleğinden geçmiş olanlardır. Doğal ayıklanma baskısı reddedilemez, fakat rolü tesadüfi mutasyonlarla oluşan bazı türlerin daha başlangıçta ortadan kalkması şeklindedir. Evrim geçirerek günümüze dek süregelmiş türlerin ayıklanması biçiminde değil. Başka bir deyişle, evrim iyiye doğru bir gelişim değildir. Sayısız mutasyon olanaklarından birinin gerçekleşmesidir. Dolayısıyla üstün özellikler, türün hesabına geçirilemez. Evrim değişimlerinden yararlanarak iyi türün oluşması için olanaklar aramakta hiç bir akılcılık kalmıyor. Doğa kanunları örnek gösterilerek insanlığın gelişiminde rekabet ve savaşın gerekliliği konusu, insanlığın gelişimine uygulanamaz. İnsanlar arasındaki ilişkiyi, özgür düşüncelerimizle, başka bir alandan referans aramadan, kendi arzumuza, gönlümüze göre düşünmemiz daha doğru olur.
Asım Akin