www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Join the forum, it's quick and easy

www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
#SomayıUnutma
Sorumluların ceza almaları için, böyle bir katliamın bir daha yaşanmaması için #SomayıUnutma.

+6
serhat_41
ÖöZgE
supeluta
ukedi
Uniak
boldseagull
10 posters

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    avatar
    boldseagull
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 1
    Yaş : 36
    Katkı Puanı : 3
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 16/06/10

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından boldseagull Çarş. Haz. 16, 2010 10:10 pm

    Herkese merabalar,

    Kuranı okumamla başlayan ve Yaklaşık 6 aylık bir objektif sorgulama sürecinden sonra bende deist oldum.Bu tanışma mesajında bende beni deistliğe götüren aşamaları bir bir anlatmak istiyorum.Şunuda belirtmeden geçemiyecem, bundan 6 ay önce böyle bir foruma üye olup böyle bir mesaj yazdığımı rüyamda görsem bağırarak kalkardım sanırım uykumdan.=)

    Gelelim benim hikayeme.Şuan da üniversite 3.sınıf öğrenciyim, ancak küçüklükten beri bir çoğumuz gibi bende islamın çatısı altında büyüdüm.Annem başı açık olmasına rağmen 5 vakit namaz kılıyor, keza ananemde öyle.Sanırım benim şansım,islama inansada yobaz olmamış nadir ailelerden birinde olmamdı.Bende cumadan cumaya namaz kılan, orucumu hiç aksatmadan tutan, ama aynı zamanda ananem namaz kılarken dedemle rakı içen bir gençtim.Kısaca hepimiz hoşgörülüydük birbirimize ve eğer islam benim ailemde yaşanılan kadar masum olsa asla islamın yolundan şaşmazdım.

    Dersimin olmadığı bir cuma günü cuma namazımı kıldım ve akşam tv National Geographic de ''Tabular'' isimli bir programı izledim.insanlar inaçları uğruna bir yerlerine şiş falan sokuyor, kendini kırbaçlıyor, çarmıha geriyor falan filan.İzlerken sık sık ''Ne kadar salak lan bu insanlar..'' lafının çıktığını farkettim ağzımdan.Daha sonra onlara hak verdim.Bambaşka bir coğrafyada doğmuşlar, bende orda doğsaydım şuanda bende bu salak şeylere inanmak zorunda kalıcaktım diye düşündüm.Ve o anda kafamda bir ampul yandı.Dinimi kendim seçmediğimi, tıpkı ordaki insanlar gibi bana bazı şeylerin dayatılmış olduğunu farkettim.Doğruyu bulmak için tabiki kuranı okumaya başladım.Daha önce az çok okumuştum, ve içinde ufak tefek çelişkileri gördüğümde ve kitapta tarihi olaylardan bahsedilmesini bunun Allah tarafından gelmiş olduğunun delili saymam , hep beni susturdu, beynimden gelen sesleri bastırdı.Daha sonra kuranı tamamını objektif olarak okumayı başardım ve hakikaten hayretler içerisinde kaldım.Yüce kitap dediğim, bana kullanma kılavuzu mahiyetinde yollandığını düşündüğüm şey, tamamen kendini beğenmiş, asarım keserim yerine yakıp yıkarım diyen, bana biat edeni, sorgulamayan insanları ödüllendiririm diyen padişah, kral yani neticede insan şeklinde bir tanrı profili çiziyor.Bu kadar muhteşem düzenin yaratıcısı, bir miras hesabını yapmaktan aciz olamaz, Muhammed in cinsel ayrıcalıklarından(enseste giren bir çok kişinin sadece ona helal kılınması) falan bahsetmez bahsedemez!Farz ediyorumki bahsediyor, o zaman ben ondan daha akıllıyım ve ona inanmam, cehennemde yanmayı göze alarak.Tıpkı Hristiyanların avrupada kilise karşıtı gördüklerini sorgulayıcı insanları yakması gibi bişey bu...


    Bu sorgulama sürecinde gene boş günlerimde cuma namazlarına gidiyordum.Ama artık o eskisi gibi bakamıyordum olaya..Bir üniversite öğrencisi olarak, diyanetin bütçesini gayet iyi biliyorum ve o her cuma çıkışı dilenci gibi para toplayan sakallı insanlar eskisinden çok daha fazla batmaya başladı bana.Bayram namazlarında milleti ezip üstünden atlayan elindeki poşete banknotları dolduran insanlar samimi gelmiyordu.Çoğunun anlamını bilmediğim arapça duları okuyup, kafamı Allahın önünde eğmek secde etmek çok daha amaçsız gelmeye başladı.Bu sorgulama dönemi esnasında yolda yürürken bir su birikintisine düşmüş ve çırpınan bir böcek gördüm.1-2 adım geçtim onu ama yoluma devam edemedim.geri geldim, bir ağaçtan yaprak kopardım, eğildim ve o böceği suyun içinden alıp karaya bıraktım.O anda eğilmek, secde etmekten en az 1000 kat daha huzur vericiydi benim için.Anlamını bilmediğim bir şeyler söyleyip, bir sürü insanın ayaklarını koyduğu yere alnımı koyarakmı tanrıya yakınım, yoksa onun yarattığı o muhteşem canlılardan birisi için yere eğilince, onun bu muhteşem düzende hayatına biraz daha devam etmesini sağlayınca mı yakınım diye sordum kendime.Aynı şekilde, bana zorla buraya gel secde et yoksa seni yakarım, ama gelirsende sana şaraptan nehirler, göğüsleri yeni tomurcuklanmış huriler vaad ederim diyen, çıkar ilişkisine dayalı bir insan-tanrı ilişkisimi, yoksa o böceği gördüğüm anda, bana vermiş olduğu vicdan ile bir uyarı yollayan ama kararı tamamen benim aklıma bırakan bir tanrı-insan ilişkisimi daha yakın ?

    Akıl süzgecime takılan ve kurana iman etmemi sağlayan şeylerden biride, Kuranda çok fazla tarihi olaylardan bahsedilmesi ve ilkel bir arabın mağarada oturup böyle tarihsel olaylara nasıl girebiliceğini anlayamamamdı.Ama Muhammedin sıradan bir arap olmadığını, ve hatta eğer ilk 10 yılındaki gibi devam etse, güç sahibi ve zafer sarhoşu olup cihat gibi şeyleri icat etmese gerçekten peygamber olduğuna inanabileceğim bir insan olduğunu anladım.Yani o sıradan bir arap değil, tarihi dinleri çok iyi araştırmış, dönemi ve bulunduğu coğrafya için bir aydındı.Ve inanın şuanda bile bir deist olarak onun ilk yıllarında başlattığı bu hareketi asla suçlamıyorum.Çünkü o da aslında başlarda bizler gibi sorgulayıcı, dozunda anarşist bir yapıya sahipti.Arapların iğrenç yaşam tarzını bir türlü içine sindiremiyor, bunun için bizler gibi google a giremiyor, haliyle mağarasına kaçıp, çeşitli kitapları okuyordu.Ve insanları bu yaşam tarzından ancak ve ancak bu şekilde çevirebilirdi.Sümer mitolojisi ve önceki ibrahimi dinleri ciddi bir şekilde araştırdı, ve kendi dinini yarattı.Evet başlarda gerçekten ona inanan ve onun özümsediği inanç şekline itaat eden insanlar ortaya çıktı.Muhammedin bunu bir başarı olarak görüp, geçmişteki örnek yaşamının ona tanıdığı kredi ile mekkedeki muailfler tarafından öldürülmediği de göz önüne alınınca artık bu raddeden sonra Muhammedin durması, insanların mantıklarıyla doğruyu bulmasını beklemesi lazımdı.Ancak o insan olmasının sonucu hatalarına başladı.Etrafında bir çok müslüman insan toplanınca,artık güç sahibi olduğunu idrak edince, o hoşgörülü, sıradan bir tüccar Muhammed gitmiş, yerine kendini Kral veya Padişah olarak gören , tıpkı firavun gibi kendini Allah gibi kutsal saymış (tek farkları biri tanrıyım, diğeri elçisiyim demiş) ve kılıçla islamı yaymak gafletine düşmüştür.Bu değişim kuranada yansımıştır.İlk yıllarda, mekkede azınlık olunduğu yıllarda Kafirun gibi hoşgörülü, muhteşem sureler gelirken cihat zamanları ''O müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün'', ''Kolarını bacaklarını çapraz kesin '' gibi akıl almaz ayetler gelmiştir ne yazıkki Muhammmedin kafasına.Kafamda kuranla ilgili tek kalan ''tarihi süreç ve islam'' konusunu araştırınca, sümer mitolojisi ve diğer ibrahimi dinlerin kitaplarının bir kısmınada bakınca, Muhamedin, içinden gelen şeyleri ve bu sümer mitolojisi ile aynı coğrafyadan çıkmış ibrahimi dinlerden copy paste yaptığı çeşitli bilgileri sentezleyerek bunu yazdığı kanaatine vardım.

    Sorular sorular sorular ve sonunda doğru yola ulaştım.Müthiş bir iç huzura sahibim.Robot gibi ibadetler yapmayı bırakınca, sadece ama sadece tanrıyı düşününce,gökyüzüne, kuşlara, böceklere , bitkilere, uzaya ve de insanlara kısaca tüm evrene çok daha farklı bir pencereden bakmaya başladım.Bana dinlemekten gına gelen hikayeleri anlatan imamı dinlemek yerine, uçan bir kuşu izlemek, onun çıkardığı sesleri dinleyip içimdeki hayranlığı, hiç bir karşılık beklemeden tanrıya sunmak bana çok daha huzur vermeye başladı.

    Deizimde ayrıca güzel olan bir şeyde her kişi, kafasında bir inanış geliştirmiş.Ve bunları birbirini kırmadan ve de gayet medenice tartışabiliyor.Ve kimse kimseye hayır benim inanış şeklim daha doğru şeklinde dayatmacı bir anlayışa girişmiyor.Bende deizm e geçiş hikayemin akabinde deizmin üzerine kafa patlatınca, biraz felsefe yapınca kafamda kurduğum, var olduğunu düşündüğüm sistemi de sizlerle paylaşmak isterim.Smile

    Doğaada her şeyin bir enerjisi var ve fizikte söylediğimiz ''Hiç bir enerji yoktan var edilemez, var olan bir enerji yok edilemez'' sözünün, aslında bir çok şeyi açıkladığını düşünüyorum.İşte Tanrı dediğimiz kavram bu enerjiyi yoktan var edendir.İnsanlara diğer canlılardan farklı olarak çok daha yüksek frekansta bir enerji verdiğini düşünüyorum ki bu da akıl ve vicdandır, bizlerin deistlerin din olarak gönderildiğini düşündüğü şey.İbrahimi ve diğer daha da ilkel dinlerde dahi bahsi geçen, ruh denen şeyin bir enerji olduğuna inanmaktayım.Ve bunu var eden tanrı, ve bu yok olmayacak.Tıpkı enerjinin kimyasal-kinetik-potansiye şeklinde döngü geçirmesi gibi bir şey olucak ölüm bizler için.Yani bir döngü ve başka bir alem başka bir formda devam ediceğimize inananlardanım.

    Enerji konusunda çok ciddi araştırmalar var ve insanların bir çok olayın gelişiminde istemli yada istemsiz yolladığı enerjilerin etkisi olduğunu ortaya koyuyorlar.İşte burdan hareketle, tanrının insanlarla uygun şartlar oluşursa temas kurabileceğine inanıyorum.Bu temas tabikide vahiy gibi saçma şeyler değil.=)Yani bir şeyin olmasını çok istemeniz, doğadaki tüm enerjinin kaynağı olan tanrıya uygun frekansta enerjiler yollamanız sonucu, olayların sizin istediğiniz gibi gelişmesi olabilir bir şey gibi geliyor bana yaşadığım çeşitli tecrübelerden sonra.Kısaca benim kafamdaki tanrı insanlarla temas kurabiliyor, onların dua diye tabir ettiğimiz, isteklerini enerjilerini alıp uygun bir şart oluşursa yerine gelmesine yardımcı olabiliyor.Bir çok ateistin söylediği, madem tanrı var, niye dünyada açlık var, neden insanlar boş yere ölüyorlar gibi bir söyleme de cevap vermek istiyorum.Açlık ve sefaletin oluştuğu bölgelere bakarsak, hep asalak yaşamaya alışmış, kafasını çalıştıramayan, haliylede tanrıya uygun enerji yollamaktan yoksun insanlar olduğunu görüyorum.bkz. islam ülkeri, hristiyan ülkelerdeki koyu dindarların yaşadığı bölgeler, fakir hintli insanlar, afrikadaki ilkel kabileler.Dünyayı değiştiren tüm icatlara bakıldığında, bunları yapanların çoğunun ya deist, yada TANRIYA İNANMAMA HAKKI'nı kulanmış ateistler olduğunu görürüz.Kısaca dünyadaki kötlüklerin sebebi bu enerjini kaynağı olan tanrı değil, bu enerjiyi yanlış kullanmış ve sonuçlarına maalesef katlanan biz insanlardır...


    National Geographic kanalında izlediğim TABULAR programının vesilesiyle biraz cesaretle tabularımı yıktım, sorgulamamı yaptım ve kafamda herşeyi şekillendirdim.Bu yeni iç dünyam benim için çok daha mutlu oldu.Ateistlikten önceki son durak sözününde asla doğruluğu olmadığına inanıyorum.Yukarıda büyük harfler le yazdığım gibi Ateislik bana göre insanların TANRIYA İNANMAMA HAKKI nı kullanmasıdır.Ve biz deistlerin inandığı yüce tanrı, bu hakkı kullanan insanları yakıp kavurmak gibi, insancıl tepkilere girişmeyecektir.Wink Kısaca, bizler tanrı ya varsa ve bizi yakarsa korkusuyla değil, onun bizzat var olduğundan yola çıkarak ona hiç bir karşılık ve korkumuz olmadan inanıyoruz.Burdanda Deizm , Ateizmden önceki son durak değil, Deizm mantık süzgeci ve sorgulama sonucunda varılabilinecek en üst düzey bilinçtir.


    Ailem ve arkadaşlarım artık bir deist olduğumu bilmiyor.Ve söylemek gibi bir düşüncemde yok.Çünkü deist olmanız demek, bu toplumda ya anarşik yada ateist olduğunuz şeklinde yorumlanıyor, ve din kavramı üzerine bir tartışmaya girince, ben deistim dediğiniz zaman, karşıdaki de ben müslümanım veya hristiyanım dediği zaman, tartışmalarda sizin fikirleriniz çok daha mantıklı olsa bile, fanatizm kalkanı, o insanlara ulaşmanıza engel oluyor.Ama ben de müslümanım ama şu şu sureler, şu şu ayetler bende soru işareti bırakıyor falan şeklinde girerseniz, karşıdaki 5 kişiden 4 ü ''Allah ın sözünü sorgulamam ben'' desesde öteki 1 kişinin kafasında bir ampül çakmasına neden olabiliyorsunuz.Ve hepimizin bildiği gibi, olay o ampülün çakmasıyla başlıyor.Biraz araştırma ve cesaret tabularınızı yıkabiliyor.Aramızdan kimseye deizm için baskı yapan olmadı, kibarca teklif bile edilmedi, ama biz bir uyanıştan ve sorgulama sürecinden sonra bu yola kendimiz girdik.Çevremde sevdiğim insanlarında aralarından bir kaç kişi dahi olsa bu iç huzura ,erişmesini sağlamak, korkularını yenmesini sağlamak beni mutlu eder, yoksa bundan herhangi bir çıkarım olamaz mürit toplamak gibi:).Bu sebeple, ve sadece inanışım için benden korkacak, bu çocuk cehennemde kömür olacak falan gibi anlamsız korkulara girebilecek dostlarım ve akrabalarımla sorun yaşamamak ve deizm i çaktırmadan alıştıra alıştıra bünyelere tanıştırmak için ben Deist olduğumu kimseye söylemedim ve söylemeyi de düşünmüyorum.(deistler hariç).Başlarda insan kendini bir yere sızmış ajan gibi hissetsede, zamanla alışıyor.=)

    Arkadaşlar, öncelikle bu uzun yazıyla kafanızı şişirdiğim için üzgünüm.Ama uzun süren yaklaşık 6 aylık bir süreç sonunda, en hoş görülü dediğim aileme bile itiraf etmediğim bu olayı mutlaka bir yerlerde itiraf etmem gerekiyordu.Şuanda burda yazınca içimi dökünce çok rahatladım.=)

    Hepinize sağlıklı mutlu günler dilerim..
    Uniak
    Uniak
    Tam Üye
    Tam Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 558
    Yaş : 46
    Nerden : Dünya'dan
    Katkı Puanı : 727
    Reputation : 17
    Kayıt tarihi : 26/04/10

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından Uniak Perş. Haz. 17, 2010 3:40 am

    Asıl film şimdi başlıyor. Emekleme dönemi başladı.

    Aramıza hoş geldin.
    ukedi
    ukedi
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 159
    Yaş : 31
    Katkı Puanı : 210
    Reputation : 6
    Kayıt tarihi : 27/05/10

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından ukedi Perş. Haz. 17, 2010 10:17 pm

    bizler tanrı ya varsa ve bizi yakarsa korkusuyla değil, onun bizzat var olduğundan yola çıkarak ona hiç bir karşılık ve korkumuz olmadan inanıyoruz.

    işte özeti Smile bayağı kafa patlatmışsın. enerjiyle ilgili söylediklerinin bir kısmına ben de katılıyorum. hoş geldin.
    supeluta
    supeluta
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 658
    Katkı Puanı : 802
    Reputation : 23
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından supeluta Cuma Haz. 18, 2010 12:32 am

    Sn boldseagull, öncelikle hoşgeldiniz.

    Yazdıklarınızı büyük bir keyifle okudum, aklımdan geçen
    herşeyi yazmışsınız, hemde benim kelimelerimle Smile

    O yakaladığınız iç huzurun zevkini sonuna kadar çıkarmanızı
    diliyorum.

    Dua ve enerji konuları hakkında söylediklerinize de katılıyorum,
    gerçekten mantıklı, bu enerjiyide yavaştan kullanmayı öğrendiğimi
    bile söyleyebilirim Wink Smile

    Gönlünüzden geçenleri Yaratıcı'ya uygun frekans değerinde! Smile aktarabilirseniz
    hepsi tek tek gerçek oluyor Smile

    Tekrar hoşgeldiniz.
    ÖöZgE
    ÖöZgE
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 59
    Yaş : 32
    Nerden : Manisa
    Katkı Puanı : 72
    Reputation : 1
    Kayıt tarihi : 29/05/10

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından ÖöZgE Cuma Haz. 18, 2010 4:48 am

    Doğru yolu bulmak güzel..
    Aramıza hoşgeldin..
    serhat_41
    serhat_41
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 108
    Yaş : 37
    Katkı Puanı : 188
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 19/07/10

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından serhat_41 Salı Tem. 20, 2010 1:37 am

    hoşgeldiniz yazınızın tamamını zevkle okudum enerji ile ilgili yorumlarınıza kısmen katıldım ayrı düştüğüm tek nokta ise ben bu enerjiyi kontrol eden bir tanrının varlığına değil bu enerjinin tanrının kendisi olduğuna inanıyorum genel anlamda yazınız farklı bir bakış açısı kazandırdı teşekkürler.
    avatar
    NİRVANA
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 7
    Yaş : 39
    Katkı Puanı : 11
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 23/05/11

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından NİRVANA Ptsi Mayıs 23, 2011 2:02 am

    peki merak ettiğim bişey var. bu dünyada kötülük yapmış insanlar için neler düşünüyorsunuz yani yaptıkları kötülükler yanlarına kar mı kalacak? bunlar için başka bir alemde bir ceza verilmesi adil değil midir?
    captcha
    captcha
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 342
    Yaş : 37
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 718
    Reputation : 10
    Kayıt tarihi : 02/09/09

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından captcha Salı Mayıs 24, 2011 5:27 am

    NİRVANA demiş ki:peki merak ettiğim bişey var. bu dünyada kötülük yapmış insanlar için neler düşünüyorsunuz yani yaptıkları kötülükler yanlarına kar mı kalacak? bunlar için başka bir alemde bir ceza verilmesi adil değil midir?

    Önemli bir noktaya parmak bastınız. Mutlak adalet kavramını incelememiz gerekir işte burada. Yaşadığımız dünya; acımasız. Hak-hukuk-adalet; çok zor sağlanan bir şey. Ki çoğu zaman da sağlayamıyoruz. Bazen de gerçekler güpegündüz ortada olduğu halde, hak yerini bulmuyor. Bu gerçekten dayanılması zor bir durum. Ve insanlar bu adaletsizliği her daim ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Önce "toplumsal sözleşme"yi imzalıyorlar, yerleşik hayata geçtiklerinde. Bu sözleşme, onların birbirleriyle olan ilişklilerini düzenliyor. Yetmiyor.. Güçlü monarklar başa geliyor. Ve diyorlar ki; "Bak bu işi yaparsan; kral böyle cezalandırır seni." Hakkın hukukun yerini bulması için gelenlerden bahsediyorum haa. Smile Şimdiki yöneticilerden değil. Fakat onlar da korkutamıyor insanları. En son, öyle bir şey yaratıyor ki insanoğlu; o aslında yok. Ama herkesi var olduğuna inandırıp, yolsuzluğun önüne geçmek istiyor. Ve diyor ki; "Kraldan korkmuyorsun, eyvallah.. Eee bugün burdasın, yarın öte dünyada nasıl hesabını vereceksin? Kral en fazla öldürür.. Ya allah?"

    Ve bu gerçekten çok ama çok işe yarıyor. Evet başka bir alemde ceza verilmesi düşüncesi gerçekten çok hoş. Ama Şirinler de öyle değil mi? Onlar da çok hoş, keşke gerçek olsalar.
    avatar
    NİRVANA
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 7
    Yaş : 39
    Katkı Puanı : 11
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 23/05/11

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından NİRVANA Salı Mayıs 24, 2011 10:34 pm

    tamam da sonuçta cehenneme inananlar da kötülük yapıyorlar ki. belki de önlerinde somut bişey göremiyorlardır sonuçta sen insanlara cehennemi ne kadar anlatırsan anlat onu yaşamadıktan sonra bilemez. bu da öyle bişeydir belki. bu yaşamı başka nasıl anlamlı kılabiliriz ki iyiler mükafatlandırılıp kötüler cezalandırılmadıktan sonra, o zaman boşuna yaşıyoruz gibi bişey sizin fikrinize göre.
    captcha
    captcha
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 342
    Yaş : 37
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 718
    Reputation : 10
    Kayıt tarihi : 02/09/09

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından captcha Çarş. Mayıs 25, 2011 12:50 am

    Somut bir örnek gösterilemediği için bugün zaten din konusunda bir sürü görüş var. Somut bir şey olsa, zaten inanca gerek kalmaz yani demek istediğim; herkes gözleriyle görür. Fakat böyle bir şey yok.

    Ve yaşamı anlamlı kılmak istiyorsa insan, kendi yaşamından başlamalı.. O "anlamı" başka yerde aramamalı, çünkü kendi içinden çıkmalı bu. Bunu yaparsanız, mutlu olacağınızı göreceksiniz. Eğer herkes bunu yaparsa; o zaman insanlık gerçekten anlam kazanır.

    Boşuna yaşamıyoruz, doğal dengeyi korumak için yaşıyoruz. Bir gün bir köpeğin; küllerimizin üstüne işemesi için yaşıyoruz. Ya da minerallerimiz, dokularımız toprağa humus kazandırsın diye yaşıyoruz. Tıpkı diğer canlılar gibi.
    avatar
    NİRVANA
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 7
    Yaş : 39
    Katkı Puanı : 11
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 23/05/11

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından NİRVANA Çarş. Mayıs 25, 2011 8:00 pm

    Fakat insan bilinçli, onurlu bir canlıdır. Diğer canlılardan ayrılan en önemli noktamız budur. Diğer canlılarda vicdan, ahlak, sorumluluk gibi şeyler yok içgüdü vardır en fazla. Fakat bizde bunlar var. Bu kadar üst düzey bir canlının sadece doğal denge için yaşaması saçma değil midir? Tanrının bize bu kadar önemli özellikler verdiği hayatta sadece doğal döngü için mi yaşayacağız?
    captcha
    captcha
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 342
    Yaş : 37
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 718
    Reputation : 10
    Kayıt tarihi : 02/09/09

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından captcha Çarş. Mayıs 25, 2011 10:07 pm

    İnsanı sürekli bu "manevi" değerlerle üstün tutmaya çalışmak bana göre yanlış. Çünkü onur, ahlak gibi şeyler insanların buluşu. Ve sorumluluk ve ahlak gerektiren davranışlarımızın temelinde de içgüdü var. Yani biz dünya üzerinde yaşayan milyarlarca türden sadece bir tanesiyiz. Biz homo sapiens sapiens'iz. Bizden önceki atalarımızla birlikte aynı anda dünya üzerinde olan neandertal diye bir canlı türü daha vardı. Tanrı hepimizi yarattıktan sonra: "Hımm bu daha güzel" deyip bizi mi seçti imtihan için? Ne oldu neandertallere? Onlar da aynı insanlar gibi yiyip içiyorlardı, hastalarına bakıyorlardı, medeniyet kurma aşamasındaydılar? Ama yok oldular yeryüzünden. İnsanın diğer canlılardan üstün olduğu tek yönü var -ki bu da nerdeyse hepsine bedel- o da bilincinin çok yüksek olması. Ve bu sayede aklını kullanıp dünyaya egemen oldu insanoğlu. Mesela bir köpek gibi koku alamayız, kuş gibi uçamayız, maymun gibi hoplayıp zıplayamayız, çita gibi koşamayız... Biz bunların hepsini aklımız sayesinde başka türlü becerdik. Yoksa koyun bakalım bin tane insanı Savana'ya çırılçıplak? 1 hafta dayanamaz en güçlüsü..

    Son sorunuzu deist olarak cevaplamam gerekirse; inan tanrının umrunda değil bizim nasıl yaşamamız gerektiği. Dünya'ya ne olacağını da pek umursamıyor zaten. Hatta köşesine çekilip bizi izlemek yerine, izlemiyor bile olabilir.
    avatar
    jaleturk
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 9
    Yaş : 34
    Katkı Puanı : 29
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 25/09/12

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından jaleturk Çarş. Eyl. 26, 2012 5:17 pm

    ya içimden yazmışsın yaaaa.böyle çığlık atasım gelior ve hiç olmadığım kadar mutlu oldum ben be. ben de size hikayemi anlatacam ama ayrı forum açarım anlatırım, sadece deyim ki aynen senin gibi düşünüyorum boldseagul.ben bir azeriyim ve bura evlendım turkiyeyye. cocuklukdan nerdeyse kafamda olan şeyi gerceye cıkardım ama yinede de kimseye demedim.ama ki enerji anlamında olan fikirlerinize tamamile katılıorum, ben bunu uzun süredir kafamda yaratım düşündüm çok okudum tüm dinleri araştırdım ve deist olduğumu anladım ve bu bana o kadar cazib ve mutluluk getiriyor ki anlatamam...burda benim gibi düşünen insanları görmem beni daha çok mutlu etti aynı şeyleri beraber düşündüyüm ne çok kişi varmış meyer...herkese anlattıgımda başkalarına saçma gelen seyleri aynen sizde benim gibi düşünüyorsunuz.sizleri tanımamma mutlu oldum
    avatar
    dopamin
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 1
    Yaş : 32
    Katkı Puanı : 3
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 16/10/12

    Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =) Empty Geri: Herkese Merhaba...Bu da benim hikayem =)

    Mesaj tarafından dopamin Salı Ekim 16, 2012 7:55 am

    Yazını zevkle okudum ve zekana hayran kaldım Smile İnsanların herşeyi bilmesinin imkansızlığı zevkli kılıyo dünyayı...

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 6:28 am