www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Join the forum, it's quick and easy

www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
#SomayıUnutma
Sorumluların ceza almaları için, böyle bir katliamın bir daha yaşanmaması için #SomayıUnutma.

    İNSAN NEDİR?

    supeluta
    supeluta
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 658
    Katkı Puanı : 802
    Reputation : 23
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    İNSAN NEDİR? Empty İNSAN NEDİR?

    Mesaj tarafından supeluta C.tesi Kas. 08, 2008 3:32 am

    İNSAN NEDİR? Anatomy1


    Biz insanlar çok tuhaf yaratıklarız: yılankavi bir omurga, uzun kol ve
    bacaklar, kemerli ayaklar, çevik eller ve devasa büyüklükteki bir beyne
    sahip olan iki ayaklılarız. Vücutlarımız, çok uzun bir süreç içinde doğal
    seçilim sonucu şekillenen özelliklerden meydana gelen bir mozaik-son derece
    zarif becerilerinin yanı sıra önemli kusurları da var. Ayakta durabiliyor,
    yürüyebiliyor, zarafet ve dirençle koşabiliyoruz ama ayaklarda ağrı ve
    dizlerde sakatlıklarla da uğraşıyoruz. Omurgamızı büküp döndürebiliyoruz ama
    yine de çoğumuz yaşamımız boyunca bir dönem sırt ağrılarıyla boğuşuyoruz.
    Büyük beyinli bebekler doğurabiliyoruz ama büyük acılar ve riskleri de göze
    almamız gerekiyor. Uzun yıllardan beri, vücutlarımızın bugünkü şekil ve
    işlevini nasıl elde ettiği sorusuna yanıt arayan uzmanlar günümüzde farklı
    bilim dallarının sunduğu yeni yöntemleri kullanarak vücudumuzdaki pek çok
    "kusur"un ortak bir nedene dayandığı konusunda birleşiyor: Bu kusurlar,
    atalarımız doğrulduğunda-insan olma yolundaki uzun süreçte atılan ilk
    adım-evrim sürecinde verilen ödünlerden doğuyor.
    Tabii ki evrimleşmeyle beraber insanın fizyolojisi ve fizikî yapısı da
    oldukça değişecek ve daha az kıllı, daha gelişmiş ve daha yetenekli eller,
    daha gelişmiş iri bir beyin ve kafatası gibi çeşitli özellikler
    görülebilecektir. Şu an maalesef hiçbirimiz henüz insan değiliz, onun
    prototipleri, öncüleriyiz.
    Ebelerden hangisine sorarsanız sorun, göze batacak kadar kıllı doğmuş bir
    bebek, büyük ihtimalle yeterince olgunlaşmamış bir erken doğumun
    belirtisidir. Doğrudur da bu gözlem. Her insan embriyosunun yaklaşık 4. ayda
    düzenli, kalın bir posta bürünmesindendir bu. Söz konusu post, doğumdan
    hemen önce kaybolur. Doğmadan önce hepimizin şöyle bir giyip sonra
    üzerimizden attığımız bu post, soyumuzun henüz insan olma aşamasına tam ayak
    atmazdan önce bir post taşımak zorunda kalmış olduğu dönemlere yönelik bir
    gen "anısından" başka bir şey değildir. Böyle olunca da anne karnındaki
    embriyonal gelişme sırasında, insan öncesi atalarımızın çoğunun inşa
    planındaki özellikleri yansıtmadan edememekteyiz.
    Gene de hemen hepimiz ilk haftalarda, daha sonra iyice gerileyen ve kuyruk
    sokumuna gizlenen bir kuyruk taşırız. Hatta geçici olarak solungaçlara bile
    sahip oluruz; bu bizim atalarımızın maymunsu evreden önce kemirgenlerden
    daha da geriye giden, amfibiler üzerinden ta ilk denizlerdeki canlılara
    uzanan bir evrimin ürünleri olduğunu göstermektedir. Kafatasında kulakların
    ortaya çıkması bir zorunluluk durumuna geldiğinde, doğa eski solungaç
    deneyiminden yararlanmanın yoluna gitmiştir. Kulak zarını havayla bağlayan
    işitme kanalımız, yapısı değişmiş bir solungaç deliğinden başka bir şey
    değildir. Genzimizdeki boşluğun orta kulak kanallarıyla bağlı olması da
    bunun bir kanıtıdır. Eskiden bunlar tek bir büyük kanal oluşturmaktaydılar.
    Ağızdan giren su iki yandan çıkıp gitmeden önce, solungaçların kan
    damarları, suyun içindeki oksijeni emmekteydiler.
    Hamileliğin ilk döneminde embriyonun gözleri hayvansı atalarını anımsatmak
    istercesine başın her iki yanındadır. Ancak embriyo döneminin sonuna doğru
    bu iki göz yüzün ortasına doğru yaklaşarak yüksek düzeyde gelişmiş
    primatlarda ve özellikle insanlarda bildiğimiz duruma gelir; böylelikle
    plastik ve stereo bir görüş sağlarlar.
    Ama elbette bütün bu olup bitenlere rağmen embriyonal gelişmemizin hiçbir
    aşamasında balık, sürüngen ya da postlu bir hayvan değil, oluşmakta olan bir
    insanızdır. Fakat en eski atalarımızın hayvan oldukları, bütün hayvanlarla
    ve canlılarla akraba olduğumuz konusunda bu gen anıları da şaşmaz birer
    kanıt sunmaktadırlar.

    Hoimar V. Ditfurth (Prof. Dr.)-Başlangıçta Hidrojen Vardı.

      Forum Saati Cuma Mayıs 10, 2024 4:43 pm