www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Join the forum, it's quick and easy

www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
#SomayıUnutma
Sorumluların ceza almaları için, böyle bir katliamın bir daha yaşanmaması için #SomayıUnutma.

    Nasıl Kanser Olunur?

    supeluta
    supeluta
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 658
    Katkı Puanı : 802
    Reputation : 23
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    Nasıl Kanser Olunur? Empty Nasıl Kanser Olunur?

    Mesaj tarafından supeluta C.tesi Kas. 08, 2008 3:39 am

    05 Mart 2008 Çarşamba 10:28
    Prof. Topuz, öyle şeyler söyledi ki; göz göre göre kanser oluyoruz...

    Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen
    açıklamalar yaptı...

    İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi
    ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı.

    Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek
    hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri
    gereken noktaları anlattı.

    Erkan Topuz, bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok
    önemli ayrıntılardan bahsetti. 'Benim mücadelem bu yaştan sonra
    halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir
    korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama
    gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum.
    Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az
    duyan vardır' diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan
    açıklamalar yaptı.

    'Ben gerçekleri anlatıyorum. Ama çok fazla anlatmıyorum çünkü her şey
    sarsılabilir Türkiye'de' diyen Topuz'un sarsıcı açıklamaları şöyle:

    -Evde sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşmamalılar. Eğer evde
    ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp
    başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile
    eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir
    tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan
    gazlar vs)

    -Kanserle mücadele anne karnında başlıyor. Anne adayları aşırı
    miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca
    vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller... Doktor
    bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar.
    Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.

    -Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, hepsinden günde en azından
    3-5 tane yesinler. Her bir renkte bir şeyler var.

    -Kırmızı et alsınlar gebeler haftada 2 kere. Özellikle balıkla
    beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin
    daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri
    alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.

    -En tehlikeli yer halıdır. Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle
    halıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla
    temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.

    -Deterjan kullanınca muhakkak eldiven kullanın. Plastik eldiven
    kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir
    ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci
    eldiveni: Pamuk eldiven)

    -Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünüdür,
    kanserojendir. Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer
    sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya
    da limonlu suyla silin.

    -Her türlü deterjandan kaçınız. Devamlı olarak zeytinyağı ve defne
    sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya
    fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek
    olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla
    duruluyoruz.

    -Beyaz olan her türlü iç çamaşırınızı muhakkak yeni aldığınızda en az
    2 kere kaynatınız. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen
    maddelerle yıkanıyor.

    -Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyorsunuz.
    Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.

    -Sebzeleri mevsiminde dondurup saklamakta fayda var. Yalnız bir kez
    çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte
    ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri
    ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.

    -Radyasyon kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden
    biridir.. Televizyondan çok uzak duralım.

    -Çocuklarınıza haftada 2 kez balık çorbası içirin ama içine zerdeçal
    koymak suretiyle. Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız.
    Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.

    -Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli. Bu miktarın üzerinde balık
    tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa
    vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı,
    Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen
    tüketmeyiniz.

    -Kanola yağı kızartma için en uygun yağdır. Onun dışında birinci
    seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır.
    Fındıkyağı da tercih edilebilir.

    -Çocuklarımız fastfood türü yiyecekleri 15 günde bir yiyebilirler. Ama
    haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve
    lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir
    verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını
    bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin..

    -Çocuklara meyve ve yoğurdu bol yedirelim. Ancak yoğurdu prebiyotik ve
    ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve
    çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.

    -Çocuklarımızı beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan koruyalım.

    -Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve
    kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz
    maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize
    kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani
    turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da
    kanserojendir.

    -Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker
    katmalarıdır. Ucuz beslenmedir.

    -En faydalı gıdalardan birisi cevizdir. Daha sonra fındık ve bademdir.
    Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz.
    Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine
    böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan
    yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz..

    -Elma dünyanın en faydalı gıdalarından birisidir.

    -Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik
    kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine
    litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım
    saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.

    -Meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor. Bunları
    hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan
    geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer
    sterilse.

    -Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın.
    İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri
    temizleyemezsiniz. Çaresi yok.

    -3 ayda bir suyunuzu değiştirin. Çok muhteşem sularımız var ama ne
    olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az
    miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular
    ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.

    -Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi
    bir şey... Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu
    plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi
    olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın.
    Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara
    kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.

    -Meyva suyu yerine posasıyla tüketin. Biz kanserli hastalara suyunu
    veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde
    kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.

    -Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Çok iyi kalaylı
    olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.

    -Çocuklarımızı yeşil plastik sahalarda oynatmayınız. Plastik çimenler
    sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.

    -Havuzların iyi temizlenmesine dikkat ediniz. Ozonla temizlemek en
    fazladır. Aşırı klorluysa yine kansere hazırlık yapıyorsunuz spor
    yerine.

    -Bütün beyazlatıcılardan kaçınız. Çocuklarımızın kullandığı o pırıl
    pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla
    temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da
    kanserojen etkisi vardır.

    KANSER DALGA DALGA GELİYOR

    Prof. Dr. Erkan Topuz, verdiği şu çarpıcı bilgi ise kanserin
    boyutlarını açıkça ortaya koymaktaydı: 'Kanser dalga dalga geliyor..
    2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları
    yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü
    açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek
    zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk
    da onu yer.'

    Erkan Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor
    duruma soktuğu eleştirileri için ise, 'Benim için insan sağlığı
    birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması
    durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O
    yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında
    ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında
    değiller' diye konuştu.

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 9:13 am