Selamun Aleykum,
Soru
Ben deist bir insanım. İslam benim düşüncelerime saygılı değil, beni korkutuyor ve cehennemle tehdit ediyor. Bir de benim Tanrım "Rahman ve Rahim" diyor?
Cevap
Değerli kardeşimiz;
Burada size söyleyecek fazla sözümüz yok.. Çünkü;
Sizin bu görüşünüze göre kişi katil de olsa, cezalandırılmamalı, adam öldüren ile, bir adamın yaşaması için gereken şartları hazırlayan kimseler arasında ayırım yapılmamalıdır. Size göre hırsız ile, mal sahibi aynı kefeye konmalıdır.
Size göre, pirincin içindeki taşları ayıklayanlar haksızlık etmiş olur.. Çünkü size göre ha taş, ha pirinç; fark etmez..
Size göre, insanları yoktan var eden Allah iyi insanlar ile kötü insanlar arasında bir ayırım yapmamalıdır.
Size göre, Allah Rahman ve Rahim sıfatlarına sahip olduğuna göre, hiç kötülüğü görmemelidir. Kullarından birinin hukukuna tecavüz de edilse, malı da çalınsa, çoluk- çocuğu da kesilse, hiç bir zalime ceza vermemelidir.
Ve size göre, koca bir imtihan salonu olarak yaratılan bu dünyada Allah’ın ön gördüğü iman esaslarına inanan da, inanmayan da bu imtihanı geçmeli, hiç kimse sınıfta kalmamalıdır..
Bu gün dünyada 1,5 milyardan fazla müslüman vardır. Dinlere inanan, ahirete iman edenlerin sayısı yaklaşık dör-beş milyar civarındadır. Size göre bu insanların hiç biri sizin kadar akıllı değildir. Hepsi de hurafelere inanıyor, sadece siz ve sizin gibi akıllı bir avuç insan dinlere inanmıyor.
Tek kelimeyle kendinize yazık ediyorsunuz. Atomlardan, moleküllerden, genetik şifre sisteminden galaksilere kadar her zerresinde onlarca hikmet bulunan ve her şey belli bir amaca hizmet etmek maksadıyla yolunda devam eden bu harika evreni yaratan Allah, bütün bu hikmetlerini sıfıra indirgeyen bir kaosa izin verir mi? İsyan edenleri ile itaat edenlerinin aynı kaldığı, zalimi ile mazlumun aynı akıbete uğradığı anarşik bir ortama müsaade eder mi? Kâinatın en mükemmel meyvesi, en harika ürünü, yeryüzü halifesi olarak yaratılan; ayın, güneşin, bulutların atmosferin kendisine hizmet sunduğu insanoğlunu, sonuçsuz bir sona doğru, neticesiz bir neticeye doğru, anlamsız bir anlama doğru sürükleyip bütün bütün hikmetini, Hakîm isminin tecellilerini boşa çıkarır mi?
Rahman ve Rahim olarak kendini bize takdim eden Allah’ın ahiret memleketini yaratmayarak, hesap gününü getirmeyerek, zalimlerin cezalarını çekeceği cehennemi, mazlumların da mükâfatlarını göreceği cenneti var etmeyerek, gözle görülen sonsuz rahmet ve adaletini inkâr etmesi ve ettirmesi mümkün müdür?
Dünyaya geldiği andan itibaren memeler musluğundan süt gibi en gıdalı, en kolay içilen bir maddeyi -dışkı ve kan arasından getirip, bulaştırmadan, bulandırmadan- yavrulara vermekle onların yardımına koşan ve bununla Rahman ve Rahim olduğunu dünya-aleme gösteren; tek hücreli bir canlıya bile büyük bir itina ile ona layık rızkını veren Allah’ın en mükemmel varlık olarak yarattığı insanları bir kaç günlük dünyaya gözlerini açtırdıktan sonra onu hiçliğe atması, ebede uzanan arzularını hiç önemsememesi, onun rahmetine, hikmetine, adaletine bütün bütün zıt değil midir?
Allah Rahman ve Rahîm olarak kendini bize takdim ettiği gibi, Azîz ve Celil olarak da kendini bize tanıttırmaktadır. Rahmet ve şefkat itaat edenleri mükâfatlandırmakla kucaklamayı istediği gibi, izzet ve celal de isyan edenleri tokatlamakla hadlerini bildirmek ister. Cennet ve cehennem bunun için vardır.
Bir bulaşık makinesinin bile bir çalışma kılavuzu, rehber bir kitapçığı olduğu halde, kâinatta en kıymetli varlık olan insanın “nereden geldiği, nereye gideceği, görevinin ne olduğunu" gösteren vahiy denilen dinlerin rehberlerinin olmamasına, kainatın sahibi olan Allah’ın -rehber- kitaplarının bulunmamasına imkân ve ihtimal var mı?
Sözü fazla uzatmamak için, Allah’ın Rahman ve Rahîm sıfatlarının bir yansımasına ayna olan müslüman kişiler olarak biz, bu konuda gerçekten inanma güçlüğü çeken her arkadaşımıza yardımcı olmayı bir görev sayarız ve bunu bir -üstünlük nişanı- gibi de kabul etmeyiz.
Şundan emin olabilirsiniz ki, biz -körü körüne bir taassupla değil- aklımızı kullanarak, ilmimizi rehber kılarak objektif kriterler kullanarak rotamızı çizmiş bulunuyoruz. İsteyenlerle bu minval üzere konuşmamız cereyan edecektir. Maksat gerçeği görmek, ahirette sıkıntıya maruz kalmamaktır. ..
Bir iğne ustasız olmaz, bir harf katipsiz olamaz, bilirsin. Nasıl bu muhteşem kainat sahipsiz ve ustasız olur? Elbette bu muhteşem kainatın bir ebedi bir sahibi ezeli bir maliki vardır. Semada yıldızlar kadar, zeminde çiçekler kadar Allah’ın varlık ve kudret delilleri okunmaktadır. Bütün mevcudat, Allah’ın sanatıdır, düzgün, ölçülü ve mükemmel olarak yaratılmışlardır. Elbette sanat, sanatkarını gösterir, eser ustasından haber verir. (bk. Nursi, Sözler, 59)
Kaynak:
http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/145196/ben-deist-bir-insanim-islam-benim-dusuncelerime-saygili-degil-beni-korkutuyor-ve-cehennemle-tehdit-ediyor-bir-de-benim-tanrim-rahman-ve-rahim-diyor.html
Soru
Ben deist bir insanım. İslam benim düşüncelerime saygılı değil, beni korkutuyor ve cehennemle tehdit ediyor. Bir de benim Tanrım "Rahman ve Rahim" diyor?
Cevap
Değerli kardeşimiz;
Burada size söyleyecek fazla sözümüz yok.. Çünkü;
Sizin bu görüşünüze göre kişi katil de olsa, cezalandırılmamalı, adam öldüren ile, bir adamın yaşaması için gereken şartları hazırlayan kimseler arasında ayırım yapılmamalıdır. Size göre hırsız ile, mal sahibi aynı kefeye konmalıdır.
Size göre, pirincin içindeki taşları ayıklayanlar haksızlık etmiş olur.. Çünkü size göre ha taş, ha pirinç; fark etmez..
Size göre, insanları yoktan var eden Allah iyi insanlar ile kötü insanlar arasında bir ayırım yapmamalıdır.
Size göre, Allah Rahman ve Rahim sıfatlarına sahip olduğuna göre, hiç kötülüğü görmemelidir. Kullarından birinin hukukuna tecavüz de edilse, malı da çalınsa, çoluk- çocuğu da kesilse, hiç bir zalime ceza vermemelidir.
Ve size göre, koca bir imtihan salonu olarak yaratılan bu dünyada Allah’ın ön gördüğü iman esaslarına inanan da, inanmayan da bu imtihanı geçmeli, hiç kimse sınıfta kalmamalıdır..
Bu gün dünyada 1,5 milyardan fazla müslüman vardır. Dinlere inanan, ahirete iman edenlerin sayısı yaklaşık dör-beş milyar civarındadır. Size göre bu insanların hiç biri sizin kadar akıllı değildir. Hepsi de hurafelere inanıyor, sadece siz ve sizin gibi akıllı bir avuç insan dinlere inanmıyor.
Tek kelimeyle kendinize yazık ediyorsunuz. Atomlardan, moleküllerden, genetik şifre sisteminden galaksilere kadar her zerresinde onlarca hikmet bulunan ve her şey belli bir amaca hizmet etmek maksadıyla yolunda devam eden bu harika evreni yaratan Allah, bütün bu hikmetlerini sıfıra indirgeyen bir kaosa izin verir mi? İsyan edenleri ile itaat edenlerinin aynı kaldığı, zalimi ile mazlumun aynı akıbete uğradığı anarşik bir ortama müsaade eder mi? Kâinatın en mükemmel meyvesi, en harika ürünü, yeryüzü halifesi olarak yaratılan; ayın, güneşin, bulutların atmosferin kendisine hizmet sunduğu insanoğlunu, sonuçsuz bir sona doğru, neticesiz bir neticeye doğru, anlamsız bir anlama doğru sürükleyip bütün bütün hikmetini, Hakîm isminin tecellilerini boşa çıkarır mi?
Rahman ve Rahim olarak kendini bize takdim eden Allah’ın ahiret memleketini yaratmayarak, hesap gününü getirmeyerek, zalimlerin cezalarını çekeceği cehennemi, mazlumların da mükâfatlarını göreceği cenneti var etmeyerek, gözle görülen sonsuz rahmet ve adaletini inkâr etmesi ve ettirmesi mümkün müdür?
Dünyaya geldiği andan itibaren memeler musluğundan süt gibi en gıdalı, en kolay içilen bir maddeyi -dışkı ve kan arasından getirip, bulaştırmadan, bulandırmadan- yavrulara vermekle onların yardımına koşan ve bununla Rahman ve Rahim olduğunu dünya-aleme gösteren; tek hücreli bir canlıya bile büyük bir itina ile ona layık rızkını veren Allah’ın en mükemmel varlık olarak yarattığı insanları bir kaç günlük dünyaya gözlerini açtırdıktan sonra onu hiçliğe atması, ebede uzanan arzularını hiç önemsememesi, onun rahmetine, hikmetine, adaletine bütün bütün zıt değil midir?
Allah Rahman ve Rahîm olarak kendini bize takdim ettiği gibi, Azîz ve Celil olarak da kendini bize tanıttırmaktadır. Rahmet ve şefkat itaat edenleri mükâfatlandırmakla kucaklamayı istediği gibi, izzet ve celal de isyan edenleri tokatlamakla hadlerini bildirmek ister. Cennet ve cehennem bunun için vardır.
Bir bulaşık makinesinin bile bir çalışma kılavuzu, rehber bir kitapçığı olduğu halde, kâinatta en kıymetli varlık olan insanın “nereden geldiği, nereye gideceği, görevinin ne olduğunu" gösteren vahiy denilen dinlerin rehberlerinin olmamasına, kainatın sahibi olan Allah’ın -rehber- kitaplarının bulunmamasına imkân ve ihtimal var mı?
Sözü fazla uzatmamak için, Allah’ın Rahman ve Rahîm sıfatlarının bir yansımasına ayna olan müslüman kişiler olarak biz, bu konuda gerçekten inanma güçlüğü çeken her arkadaşımıza yardımcı olmayı bir görev sayarız ve bunu bir -üstünlük nişanı- gibi de kabul etmeyiz.
Şundan emin olabilirsiniz ki, biz -körü körüne bir taassupla değil- aklımızı kullanarak, ilmimizi rehber kılarak objektif kriterler kullanarak rotamızı çizmiş bulunuyoruz. İsteyenlerle bu minval üzere konuşmamız cereyan edecektir. Maksat gerçeği görmek, ahirette sıkıntıya maruz kalmamaktır. ..
Bir iğne ustasız olmaz, bir harf katipsiz olamaz, bilirsin. Nasıl bu muhteşem kainat sahipsiz ve ustasız olur? Elbette bu muhteşem kainatın bir ebedi bir sahibi ezeli bir maliki vardır. Semada yıldızlar kadar, zeminde çiçekler kadar Allah’ın varlık ve kudret delilleri okunmaktadır. Bütün mevcudat, Allah’ın sanatıdır, düzgün, ölçülü ve mükemmel olarak yaratılmışlardır. Elbette sanat, sanatkarını gösterir, eser ustasından haber verir. (bk. Nursi, Sözler, 59)
Kaynak:
http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/145196/ben-deist-bir-insanim-islam-benim-dusuncelerime-saygili-degil-beni-korkutuyor-ve-cehennemle-tehdit-ediyor-bir-de-benim-tanrim-rahman-ve-rahim-diyor.html