www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Join the forum, it's quick and easy

www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
#SomayıUnutma
Sorumluların ceza almaları için, böyle bir katliamın bir daha yaşanmaması için #SomayıUnutma.

2 posters

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır

    Zeus2
    Zeus2
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 81
    Yaş : 39
    Katkı Puanı : 197
    Reputation : 8
    Kayıt tarihi : 07/10/15

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Empty Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır

    Mesaj tarafından Zeus2 Çarş. Ekim 07, 2015 8:32 pm

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Khatna_circumcision


    Bu güne kadar hep sünnetin faydalı olduğu, gereksiz ve ileride sorun olabilen bir deri parçasını atmaktan ibaret olduğu ve başkaca da faydaları bulunduğu yalanıyla yetiştik.

    Ancak gerçek bu değil!


    Önce bazı Türk uzmanların görüşleriyle başlayalım...

    Nil Gün (Araştırmacı Yazar, "Sünnetle İlgili Yalan ve Gerçekler" kitabının yazarı)

    Sünnetin sağlığa büyük zararları var Kesilen sadece işe yaramaz bir deri parçası değil. O kesilen parça, içinde sinir uçlarının, kan damarlarının, salgı bezlerinin bulunduğu bir mekanizma. O işe yaramaz diye kesilen deri parçasının koruyucu görevi ve cinsel işlevi var. Sünnet olduktan sonra bir çok alanda erkek zarar görüyor. 6 bin yıllık bir gelenek bu.



    Nil Gün'ün sünnet hakkındaki iddiaları, yazının devamında link'i bulunan, Sünnete Karşı Doktorlar (DOC) resmi sitesinde de aynı şekilde yer alıyor.


    Dr. Osman Sabuncuoğlu (Uzman psikiyatrist)

    "4 - 6 yaş arasındaki erkek çocukları, "psiko - dinamik" olarak özel bir döneme girer. Babalarının kendilerine zarar vereceği, pipilerini keseceği türünde kaygıları vardır. Tam da bu süreçteyken sünnet edilmeleri, ileri yaşlarda cinsel hayatlarını olumsuz etkiler.


    Dr. Haydar Dümen (Seksolog)

    "Sünnet bütünüyle olumsuz bir eylemdir. Baştan sona yanlış. Çünkü, adı ister Tanrı, ister doğa olsun, evrenin süreçleri içinde bedenimizde ne bir hücremiz fazla, ne eksiktir. Bu yüzden doğa ya da Tanrı hatalı imalat yaratmaz. Sünnet 5 - 6 yaş arasında yapıldığında, psikolojik zararları daha fazla olur. Bu yaşlarda yapılan sünnet sonucunda, "Kastrasyon kompmleksi" dediğimiz, pipi kesilme korkusu oluşur. Bu da, psikoseksüel gelişim döneminde derin izler bırakır."


    Doç. Dr. Nusret Kaya (Psikiyatrist)

    "Sünnet 2 yaşından sonra yapılırsa çocuklarda, "kastrasyon kompleksi" adı verilen bir takıntıyı artırabilir. Bunun anlamı, "pipi kesimi korkusu"dur. Pipisinin ucundan gitmesi, çocukta değişik korkulara neden oluyor. Bu da ileriki yıllarda, "ejekülasyon pirecokcks" dedilen erken boşalmaya sebep oluyor. Erken boşalma yaşayan erkekler, kadınlarda vajinal orgazm yetersizliğine ve dişi gücüne ulaşamamasına yol açıyor."

    Prof. Dr. Cemil Topuzlu

    "Güya sünnetin temizlik bakımından faydası varmış; sünnetsizlik yüzünden hastalıklar oluyormuş. Pekâla, bunu kabul edelim. Lakin binde bir kişide tesadüf olunan bu hastalıklar için bütün Müslüman çocukların mühim bir uzuvlarını hayatları bahasına ve din uğruna kestirmekte mana nedir? Bence ileride vukua gelmesi muhtemel hastalıklar için [çocuğu] sünnet ettirmek, ileride apandisiti patlar diye bütün çocuklarımızın apandisitlerini çıkartmayı tavsiye etmekten farklı değildir. "



    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Sapk%25C4%25B1nlik-1
    Amerikan Sünnete Karşı Doktorlar (Doctors Opposing Circumcision, DOC) Birliğinin görüşleri

    Halen gittikçe artan sayıda doktor rutin yenidoğan sünnetine karşıdır. Bu doktorlar kimsenin, bir başkasının cinsel vücut parçalarını zorla almaya hakkı olmadığını kabul eder. Ayrıca doktorların da, çocuklar üzerinde uygulanan bu acı verici, tıbbi açıdan gereksiz prosedürde yeralmamaları gerektiğine inanırlar.

    Rutin sünnetler yalnızca Altın Kuralı ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda tıbbi uygulamaların temel ilkesi olan "İlk Önce Zarar Verme" ilkesini de ihlal eder. Şaşırtıcı şekilde, sünnet, A.M.A. Ahlak Kuralları'nın yedi maddesinin hepsini de ihlal eder.

    Ana-Babanın doktora , ne zaman ve nasıl uygulamada bulunacağını söylediği garip uygulama tııbın başka hiçbir yerinde yoktur. *Çağdaş tıbbi etiğe göre, ana-babanın çocuklarının yararına olmayan müdahalelere izin verme yetkileri yoktur.

    "Korku, acı, şekil bozma, *güçten düşürme ve aşağılama insan ruhunu kırmaya çalışmanın tipik yollarıdır. Sünnet hepsini içerir."


    Geoffrey T. Falk tarafından çeşitli kaynaklardan derlenen bilgiler

    Sünnet Nedir?

    Sünnet, *penis başını kaplayan mukozal *dokunun ve deri tabakasının cerrahi olarak kaldırılmasıdır. Bu çifte tabaka daha çok sünnet derisi (penis üst derisi) olarak bilinmektedir

    Anne-Babaları konu hakkında mümkün olduğunca bilgilenmeye davet ediyoruz. İşlemin kendisinin cerrahi risklerinin farkında olmalıdırlar. Doktorunuzla adım-adım süreç hakkında konuşun. Eğer mümkünse, işlemi yapılırken (hastane vs. yerde ) kendiniz izleyiniz, ve nasıl bir şey olduğunu öğreniniz.



    International Coalition for Genital Integrity, sünneti "birinci dereceden *cinsel açıdan sakatlayıcı operasyon" sınıfına sokmuştur.

    Sünnet Derisi ne işe yarar?

    Sünnet Derisinin üç işlevi vardır : *cinsel işlevi, koruyucu işlevi, ve duyarlılık işlevi

    Doğum sonrasında genellikle sünnet derisi penise yapışık haldedir. Daha sonra kendiliğinden ayrılır. Bebeğe bez bağlandığı bu dönemdeki işlevi , penisi tahrişten ve yaralanmalardan korumaktır. Hayat boyunca da penis başını yumuşak ve nemli tutarak travma ve yaralanmalardan korur.

    Sünnet derisindeki mukoza ve frenulum gibi belirli bölgeler; *özellikle hassas dokulardan oluşmuştur ve cinsel zevke katkıda bulunurlar. Buradaki özelleşmiş sinir uçları, cinsel zevki ve kontrolü arttırır.

    * İç deri, doğrudan penis başı ile temas halinde olan mukoza tabakasıdır. Ağzın içindeki yüzey gibi olan bu tabaka, yapı, incelik özelliği, ve rengi bakımından üst-derinin (sünnet derisinin) geri kalanından farklıdır.

    *Frenulum, penisten gelen ve üst-derinin iç yüzeyine eklenen özellikle hassas olan ince bir zardır.

    *Ayrıca, üst-derinin iç tabakası ve genel penis derisinin kesişimi olan özel bir bölge daha vardır. Bu bölgenin üst-derinin hareketini sağlayan özel kasları vardır. Buradaki dokunma duyusu, dudaklarınki kadar gelişmiştir.

    Sertleşmiş halinde penisin üstderi *içinde hareket edebileceği geniş bir alan vardır. Penis bu alan içerisinde hareket edebilir, ve tahriş olmaktan, yapay kayganlaştırıcılara duyulan ihtiyaçtan kurtulur. Penis başı ve üst-deri doğal olarak birbirlerini uyarırlar. Warren ve Bigelow, *penis üst-derisinin cinsel ilişki sırasındaki görevlerinden bazılarını açıklamışlardır.

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Sapk%25C4%25B1nlik-2

    Paul M. Fleiss, MD, MPH, University of *Southern California Medical Center'da yardımcı klinik pediatri profesörüdür. Ulusal ve uluslararası tıbbi dergilerde yayınlanan pek çok makalenin yazarıdır

    Sünnet Nasıl Zarar Verir?

    Sünnetin "tıbbi yararları"(!) hakkındaki tartışma, nadiren sünnetin gerçek sonuçlarına değinir. *

    * ** Sünnet Köreltir: Kesilen deri miktarına bağlı olarak, sünnet, *erkeği penis derisinin %80 kadar veya daha fazlasından mahrum bırakır. *Sünnet derisinin uzunluğuna bağlı olarak, onu kesmek, penisi %25 veya daha fazla kısa yapar. Özenli anatomik araştırmalar göstermiştir ki, sünnet bir metreden fazla damar, arter, ve kılcal damarları, 80 metreye yakın sinir uzunluğunu, ve 20,000'den fazla sinir ucunu yok eder. 31 Üst-derinin kasları, bezleri, mukoz tabakası, ve epitelyal dokusu da bunların yanında tabii ki yok olmuştur.

    * * Sünnet Hissizleştirir: Sünnet penisi radikal bir şekilde hissizleştirir. *Üst-deri (sünnet derisi) *amputasyonu, üst-derinin kendisindeki zengin sinir ağını ve sinir alıcılarını yok etmek anlamına gelir. Sünnet, neredeyse her zaman frenulumu ya yok eder ya da büyük zarar verir. Koruyucu üst-derinin kaybedilmesi glansı hissizleştirir. Sürekli dışarda kalan glansı (penis başı) kaplayan membran şimdi sürekli aşınma ve irritasyon ile *karşı-karşıya olduğundan keratinleşir, sert ve kuru olur. Normal, sağlam bir peniste, mukoz zarın tam altında olan glanstaki sinir uçları, şimdi birbiri üstüne oluşan keratin tabakalarının altına gömülmüştür. Köreltilmiş glans(penis başı) şimdi donuk, gri ve sklerotik bir görünüm alır.

    * ** Sünnet Etkisiz Kılar: Sünnet ile büyük miktardaki *penis derisinin amputasyonu, geri kalan deriyi kalıcı olarak hareketsiz hale getirir. Bu hareket kaybı, glansın normal olarak uyarıldığı mekanizmayı yok eder. Sünnetli penis sert hale geldiğinde, geri kalan hareketsiz hale gelmiş deri gerilir, bazen bu o kadar sıkı olur ki tüm penisi kaplamaya yetmez. *Normalde penis gövdesi üzerinde kıl yoktur, ama bu şekilde, torba vs. üzerindeki kıllı deri de penise kadar çekilir. Cerrahi olarak dış ortama maruz hale getirilen glansın mukozası sebaceous bezlerini içermez. Üst-derinin emolyantları ve koruması olmadan, galns(penis başı) kurur, çatlamaya ve kanamaya meyilli hale gelir.

    * * Sünnet Şekli Bozar: Sünnet, penisin görünüşünü büyük ölçüde değiştirir. Normalde bir iç organ olan glansı, kalıcı olarak bir dış organ haline getirir. Sünnet üst-deriyi yırtmayı gerektirdiğinden, glansın da bazı parçaları kopabilir. Üstderinin parçaları ham glansa yapışabilir ve yerinden kopmuş, sarkan deri parçaları ve köprüleri oluşturabilir.32

    *Yara oluşumuna ve kesilen deri miktarına bakarak, sünnetli deri kalıcı olarak eğik bir hal alabilir, ya da sertleşme sırasında eğilebilir.33 Yara dokusunun büzülmesi, penis gövdesini *karnın içine doğru çekebilir, bu da gerçekte penisin kısalması, hatta bazen tamamen kaybolması anlamına gelir. 34

    * Sünnet Dolaşıma Zarar Verir: Sünnet, *penis derisindeki ve penis başındaki normal kan dolaşımını bozar. Ana penis arterlerine akmak isteyen kan, yarma noktasındaki yara dokusu ile engellenir, bu da kanın daha ilerdeki diğer kılcal damarları beslemek yerine geri doğru akmasına neden olur. Kandan yoksun olan olan meatus büzülüp yara oluşturabilir, bu da idrar akışını engeller. 35 Meatal Stenosis denen bu durum, genellikle düzeltici cerrahi müdahale gerektirir. Bu hastalık neredeyse tamamen sünnetli çocuklara özeldir. *

    Sünnet, aynı zamanda lenf kanallarını da keser, lenfin dolaşımı bozulur ve bazen *lymphedema denen, penisin geri kalan derisinin, sıkışıp kalan lenf ile dolup şiştiği, acı verici ve şekil *bozucu rahatsızlık ortaya çıkar.

    * Sünnet Gelişen Beyne Zarar Verir: Önde gelen tıbbi dergilerde yayınlanan yeni yapılan çalışmalarla ilgili makaleler, sünnetin, *beyin üzerinde, gelişen beyin merkezlerini olumsuz yönde etkileyerek, *uzun süreli zararlı etkileri olduğunu söylemektedir. 36 Sünnetli erkeklerin sünnetsiz erkekler ya da kızlara göre daha düşük bir acıya dayanma eşikleri vardır. 37 Gelişim nörofizyolojisti *Dr. James Prescott, sünnetin daha derin ve daha ciddi nörolojik zarara yol açmış olabileceğini de söylemektedir.38, 39

    ** Sünnet Hijyen ve Sağlık Dışıdır : Sünnet hakkında en yaygın olan efsanelerden biri, sünnetin penisi daha temiz ve bakımı daha kolay yaptığıdır. Bu doğru değildir. Gözkapakları olmadan gözler daha temiz olmaz, penis de üstderi olmadan daha temiz olmaz. Yapay olarak dış organ haline getirilen glans (penis başı) ve meatus, kire ve aşınmaya sürekli açık haldedir, bu da sünnetli penisi daha kirli yapar. Koruyucu üstderinin kaybolması, üriner yolu bakteri ve viral patojenlere karşı korumasız bırakır. *

    Sünnet yarası pek çoklarının sandığından daha büyüktür. Bu yalnızca geri kalan derinin iç ve dış birleşme noktaları değildir. Sünnet olmadan önce bir bebeğin *üstderisi penis başında ayrılmalıdır, tam anlamıyla söylemek gerekirse, bu canlı canlı derisini yüzmek, yırtmaktır. Bu da geriye kanayan, *geniş ve açık bir alan bırakır. En iyi ihtimalle, bu geniş alan *yalnızca bir çeşit proto-mukoza tarafından korunmaktadır. Hastalık yapıcılar bu açıklıktan kolaylıkla içeri girebilirler.




    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Snatch


    İnsan Hakları Boyutu

    Birleşmiş Milletler Komisyonu, sünneti cinsel saldırı ve insan hakları ihlali olarak tanımlar. Çocuk Hakları Bildirgesi'nin 24.3 'üncü maddesi  çocukların sağlığına zararlı gelenekselleşmiş prosedürler tanımı ile sünneti kasteder. Bu nedenle çocukların sünneti çeşitli insan hakları kanunlarını ,devamlı olarak ihlal eder, ve etik olmayan tıbbi prosedür başlığı altında incelenmesi gerekir.

    Zalim ve düşürücü (insan sağlığını, haysiyetini olumsuz yönde etkileyen, kalıcı sonuçları olan) davranışlar bir insan hakları ihlalidir. Sünnet zalim ve düşürücü bir davranıştır çünkü erkek cinsel organının görünüm ve işlevini, büyük miktarlarda sağlıklı, koruyucu , erojen doku çıkararak tahrip eder. Doktorlar zalim ve düşürücü davranışlarda yer almamalıdır.  Doktorlar zalim, düşürücü davranışları profesyonel örgütlere ya da üstlerine, eğer mümkünse insan hakları örgütlerine bildirmelidir.

    Avrupa İnsan Hakları ve Biyotıp Anlaşması (1997)Bu anlaşma uluslararası hukuk için bir enstrümandır.Onbeş Avrupa ulusu şu anda bu anlaşmayı onaylamıştır. 1 Aralık 1999'dan beri yürürlüktedir. Erkek çocukların sünneti bu anlaşmanın 1., 2., ve 20. maddelerini ihlal eder durumdadır.

    Her iki cinste de sünnet edilenlerin çoğu çocuklar. (Denniston, 1997; DeMeo, 1997). Her iki cinsin sünnetinde de, sağlıklı ve duyarlı bir vücut parçası, itiraz etme, kendini savunma, ya da onay verme şansı olmayan bir çocuktan kesilip alınıyor. Her iki olayda da, çocuğun cinsel güdüleri üzerinde kendi kontrolunu sağlayan toplumdur. Bu çalışmanın bir başka önemi bazı doktorların erkek sünnetini, tersine giderek kadın sünnetini meşrulaştırmak için kullanmaları. Bu doktorlara göre kadının klitorisinin ucundan bir parça çıkarmakla erkeği sünnet etmek arasında bir fark yok, erkek sünneti eğer faydalı ve iyiyse, kadın sünneti konusunda koparılan bu yaygara neden?

    "Neden tecavüz, kadınların dövülmesi, ve sünnet gibi sorunlarda objektif olmalıyız? Zayıfın yanında olup, kralın çıplak olduğunu söylemenin zamanı gelmiştir!"

    İnsan hakları eylemcileri, Nobel'in "Sadece Hayır De: İktidar Meseleleri"(1991) makalesinde bu akım ile fikir birliğine varmışlardır. Nobel, güçlü sosyal aktörler tarafından haksız muameleye tabii tutulan "zayıf" kişi ve grupların haklarını savunmada "objektiflik" fikrini reddetmiştir. "Acaba neden tecavüz, kadınların dövülmesi ve sünnet gibi konularda objektif olmalıyız? " diye sormuştur. "Artık zayıf ile taraf olmanın ve kralın çıplak olduğunu ilan etmenin zamnı gelmiştir!" demiştir.




    Avrupa Konseyi Meclisi: Sünnet İnsan Hakları Sorunudur

    Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, aldığı kararda sünnetin “erkek çocukların fiziksel bütünlüğünün ihlali” olduğu sonucuna vardı. Erkek çocukların sünnet edilmesinin “tıbben meşru olmadığı” savunulurken, sünnetin insan hakları sorunu olarak tanımlandığı anlamına geldiği belirtildi.


    Dr. Dekkers’a ve arkadaşlarına göre erkek ve kız sünnetinde beden bütünlüğü risk altındadır.

    Sünnet ve ruhsal travma

    Anna Freud (1952), çocuğun vücuduna uygulanan cerrahi müdahalelerin, çocuğun saldırıya uğrama, ve iğdiş edilme düşlemlerini aktive edebileceğini belirtmiştir. Yazara göre cerrahi girişimin anlamı, işlemin ciddiyetine değil, ortaya çıkardığı düşlemlerin tipine ve derinliğine bağlıdır. Örneğin çocuğun düşlemlerinde anneye yönelik saldırganlık varsa, işlem çocuk tarafından, annenin çocuğun vücuduna yönelik misilleme amaçlı saldırısı olarak algılanabilir. İşlem, çocuğun pasif bir cinsel eş rolünde olduğu, ebeveynlerin ilişkisini temsil eden sadistik bir anlayışı temsil edebilir. Ayrıca işlem oidipal
    haset, mastürbasyon eylemi, penis haseti ve teşhircilik arzuları için ceza olarak algılanabilir. Anna Freud’a göre cerrahi işlem penis üzerinde uygulanırsa, cinsel gelişimin hangi evresinde olursa olsun, çocuğun iğdiş edilme endişeleri canlanır. Cerrahi işlem bastırılmış düşlemlerin gerçekleşmesini sağlar ve bunun sonucunda bunlarla bağlantılı olan kaygının katlanmasına yol açar. Artan kaygı çocuğun benliğinin yüzleşmek zorunda olduğu içsel bir tehdit oluşturur. Savunma mekanizmalarının kaygı ile başa çıkmak için yeterli olduğu durumlarda çocuk işleme nörotik patlamalarla cevap verir. Benliğin kaygı ile başa çıkmakta yetersiz kaldığı durumlarda ise işlem çocuk için travmatik hale gelir (Freud 1952)

    Sünnetin çocuk ruhsallığı üzerinde travmatik etkileri olduğunu savunan çok sayıda yayın bulunmaktadır. Brezilyalı bir psikanalist olan Dr. Tractenberg (1999) bebekte sünnetten sonra
    meme emmesini ve anne ile bebek arasındaki duygusal bağı engelleyen ciddi depresyon ve asfiksi gözlemlendiğini, doktorların sünnetin acısız olduğunu belirtmelerine rağmen, bu travmanın yenidoğanın beyninde kalıcı olduğunu ve bu hatıranın yaşamın ileriki dönemlerinde iğdiş edilme kaygısı ile ilişkili hale geldiğini, sünnetin erkeklerin büyük bir bölümünde cinsel güçte azalmaya yol açtığını, sünnetin ileride psikopatik ve şiddet içerikli ya da aşırı mazoşistik davranışların ortaya çıkmasına yol açabileceğin söyler.Denniston, Tractenberg ile uyumlu olarak, sünnetin anne ve çocuk arasındaki bağlanmayı bozduğunu belirtmiştir. Bunun sadece anne sütü alımında bozulma ile ilgili olmadığı,sünnetin çocuğun annesine karşı güven duygusunu zedelediğini ve bunun uzantısı olarak bireyde bütün kadınlara karşı bir güvensizlik geliştiğini belirtmişti

    Yetişkinlerin sünnet ile ilgili olarak sıklıkla ailelerine karşı öfke, kandırılmışlık hissi, acı, üzüntü, aşağılık hissi ve utanç hissettiklerini bildiren bazı çalışmalar vardır (Bensley ve Boyle 2000, Bigelow 1995, Goldman 1997). Bebeklik döneminde ya da çocukluklarında onayları olmadan sünnet edilen bazı erişkinler duygularını şiddet, işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı kelimeleri ile tarif etmişlerdir (Boyle ve ark. 2002,Hammond 1997, Hammond 1999).


    Dr. Menage (1999), travma sonrası stres bozukluğunun(TSSB), kadın doğum ameliyatları ve sünnet gibi genital işlemlerden sonra görülebileceğini belirtmiştir. Yazar, yeni doğan dönemi ile 7 yaş arasında sünnet olan 21 ile 62 yaş arası 8 erkek üzerinde yaptığı araştırmada, deneklerin 6’sının TSSB kriterlerini karşıladığını bildirmiştir. TSSB kriterlerini karşılayan katılımcıların ikisinin travmatik başka bir deneyimi bulunmaktadır (arkadaşın kazada ölmesi ve intihara tanık olma). Menage, sünnetin, işlemi uygulayan kimse ile birey arasında bir güç dengesizliği içerdiğini, saldırgan ve cinsel elemanları bulunduğunu ve çocuğun cinsel bütünlüğünü cinsel organın kesilmesi ile tehdit ettiğini bildirmiştir (1999).

    Ashley Montagu de "Sakatlanan İnsanlık" (1991) adlı makalesinde her iki cinste sünnetin, ataerkilliğin yükselmesi ile ortaya çıktığını iddia eder. Günümüzde sünnetin devam etmesini, eski ataerkil eğilimlerin halen güçlü olmasına bağlar.

    Nörofizyolog James Prescott'a göre erken yaşlarda, özellikle bebeklerde yapılan sünnet, bireyin gelişen beyin yapısında cinsel zevk duygusunun acı ile birlikte kodlanmasına neden olur, ve bu şekilde cinsel olarak sağlıklı gelişmesini, ve ileri yaşlarda cinsel zevki ve cinselliğin manevi boyutunu gerektiği şekilde yaşamasını güçleştirir. Ataerkil toplum, bireylerin cinselliğini bu şekilde kontrol eder.

    Goldman , Sünnet: Gizli Travma (1997) kitabı ve Sünnetin Psikolojik Sonuçları (1999) adlı makalesi ile erkek sünnetinin psikolojik sonuçları üzerinde geniş çalışmalar yapmıştır. Çocukların sünnetle yaşadıkları acıyı, çaresiz oldukları ve kendilerini savunamadıkları için doktorların görmezden geldiğini iddia etmiştir. Anatomi çalışmaları, sinir hücrelerindeki kimyasal değişiklikler ve bebeklerin davranışları konusundaki çalışmalar, bebeklerin acıyı yetişkinlerden daha fazla hissettiklerini kanıtlamıştır. Amerikan Pediatri Akademisinden diğer araştırmacılar Goldman'ın çalışması ile fikirbirliğine vardılar. Bu araştırmacılar yaptıkları çalışmalarda sünnetli çocuğun annesine karşı tavrının değiştiğini, uyku düzeninin bozulduğunu, ve acı verici etkilere karşı aşırı şekilde tepki göstermeye başladığını tespit ettiler. Bazı anneler, çocuğun sünnet edildiği günün hayatlarındaki en kötü gün olduğunu belirtmişlerdir. Amerikan Psikoloji Derneği'nin tanımına göre travma "insanın günlük hayat tecrübelerini aşan olaylara" denir, örneğin fiziksel şiddet, işkence veya bireyin güvenliğini tehdit eden herhangi bir olay travma sayılabilir. Fiziki şiddet bir tarafta vücuda yönelik herhangi bir istismardır, işkence ise aşırı stres veya acıya yol açan davranıştır. Her iki durum da travmatiktir, saldırı veya yaralama, şiddet veya işkence amacıyla yapılmış olmasa bile. Yukarıdaki tanımlar, eylemin kendisinden ve eylemi yapan kimsenin amacından bağımsız olarak buna tepki veren insanın durumuyla ilgilidir. Bebek ne kadar küçük olursa, travmadan zarar görme ihtimali o kadar fazla olacaktır.

    Psikolog doktor Ronald Goldman, Sünnet: Gizli Travma kitabında sünnetin yarattığı travmanın PTSD (post-travmatik stres bozukluğu) ile örtüştüğünü, kişide uzun vadeli öfke, utanç, kendine güvensizlik, mağduriyet hissi, korku, yas, ilişkilerde bozukluk, yakınlık kurmaktan kaçınma, duygularını ifade edememe gibi etkilere yol açabildiğini anlatmış.

    Ahlaki İlkeler: Tıp ahlakına yön veren dört temel ilke şunlardır :

    Yararlılık
    Zararlı Olmama
    Yasallık
    Otonomi

    Çocukların tedavi amaçlı olmayan sünneti bu ilkelere göre değerlendirilmelidir. Sünnet bu dört ilkenin hepsini ihlal eder, çünkü ;

    1 Tedavi-amaçlı olmayan sünnet yararlılık testini geçemez, sünnetin belgelendirilmiş bir yararı yoktur.
    2 Zarar vermeme ilkesini de geçemez çünkü sağlıklı işleyen dokunun alınması ile vücut yaralanmasına ve acıya yol açar .
    3 Yasallık ilkesini ihlal eder çünkü hastanın vücut-bütünlüğüne olan yasal hakkını ihlal eder.
    4 Otonomi ilkesini ihlal eder çünkü rıza bir temsilci tarafından verilmelidir.

    Erkek çocukların sünneti oranlılık testini geçemez çünkü herhangi bir tedavi yönlü yarar sağlamaz. Buna karşı penisteki kalıcı bir sakatlama-yaralanmaya , ayrıca, koruyucu, immunolojik, mekanik, duyarlı, erojen ve cinsel işlevi olan bir dokunun kaybına yol açar. Bunun yanında her sünnette dolaylı olarak hayati riskler vardır.

    BM komisyonu tarafından insan haklarındaki geleneksel uygulamaları tartışmak için 29 Nisan - 3 Mayıs 1991 tarihleri arasında Burkina Faso'da yapılan seminerde, başta "kesme" uygulaması olmak üzere, ana ve çocuk sağlığı için zararlı olan bu tür uygulamaların yasaklanması için devletlere tavsiye kararında bulunuldu.

    Erkek ve kadınların jenital sakatlamaları, yazılı tarihin erken zamanlarından günümüze kadar gelen ve pek çok kültür tarafından paylaşılan bir uygulamadır. Korkunç derecede acı verici bu gelenekler, çeşitli nedenlerle çocuklar ve ergenler üzerinde uygulanmıştır. Dini inançlar ve toplumsal gelenekler, özellikle de "geçiş törenleri", erkek ve kadın sünnetinin tarihin eski zamanlarından beri başta gelen nedeni olagelmiştir.

    Sünnet edilen yeni doğan bebeğin yaşadığı insan ıstırabına ve acısına karşı bu aldırmazlık, tıp uzmanlığına özgü değildir. Erkek ve kadın jenital kesmelerinin yaşandığı kültürler başta olmak üzere diğer pek çok toplumda da mevcuttur.

    Bu psikoloğun fikrine göre, rıza göstermeyen bütün çocuklar üzerinde uygulanan bu jenital kesmeler, gerçekte işkence ve sakatlamadan başka bir şey değildir, ve Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin "Hiç kimse zalim, acımasız, insanlık dışı ve fiziksel sağlığı bozucu muameleye tabii tutulmamalıdır"diyen 5. Maddesinin ihlalidir.
    Zeus2
    Zeus2
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 81
    Yaş : 39
    Katkı Puanı : 197
    Reputation : 8
    Kayıt tarihi : 07/10/15

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Empty Geri: Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır

    Mesaj tarafından Zeus2 Paz Ekim 18, 2015 5:29 am

    Sünnetle Ne Kaybedilir
    Gary L. Harryman
    Bir bebeğin doğal ve sağlıklı penisi sünnet edildiğinde sonsuza dek ne kaybedilir?

    Bir bebeğin doğal ve sağlıklı penisi sünnet edildiğinde sonsuza dek ne kaybedilir?


    Dartos Fascia adındaki ısıya duyarlı yumuşak kas tabakasının yaklaşık olarak yarısı.
    Bağışıklık sisteminin bir parçası olan özelleşmiş Epitelyal Langerhans hücreleri;
    İçinde dorsal sinirin uzantıları da olan yaklaşık olarak 75 metre uzunluğunda mikroskobik sinir.
    Yavaş hareketleri, sıcaklıklardaki düşük oynamaları, ve yüzeydeki ince farklılıkları hissedebilen, çeşitli tipte 10,000 ile 20,000 arasında özelleşmiş erotojenik sinir uçları. Bu kayıp üst derideki (sünnet derisi) en önemli duyusal alıcılar olan Maysner yuvarlarının da (meissner's corpuscles) binlercesini içerir.
    Amacı ve değeri henüz tam olarak anlaşılmamış olan estrojen alıcıları.
    Hareketli penis derisinin %50'sinden fazlası; penis başının penisi kurumadan, aşırı sürtünme ve tahrişten, ve keratinleşmeden koruyan çok amaçlı kaplaması. Penis başının keratinleşmesinin zarar verici cinsel sonuçları henüz araştırılmamıştır.
    Yumuşak sırtların frenar bantları (the frenar band of soft ridges); insan vücudunda en fazla zevk yaratan bölge. Yoğun olarak sinirlerle bezenmiş olan bu bölgenin kaybedilmesi, geri kalan penisin hassasiyetini normal bir deri tabakasının hassasiyeti ile aynı hale indirir.
    Anne sütü ve plazma hücrelerinde de bulunan, bağışıklık antikorlarını, antibakteriyel ve antiviralleri salgılayan, yumuşak mukozanın bağışıklık savunma sistemi.
    Lenfatik kanallar; bunların kaybı vücudun bağışıklık sistemi içerisinde lenf akışını olumsuz yönde etkileyebilir.
    Frenulum; glansın aşağı kısmında, "V" şekilli, ağ-görünümlü, genelde üst-deri ile birlikte kesilen veya zarar görerek işlev göremez hale gelen çok duyarlı bir yapı.
    Feremonları salgılayan iç üstderinin "apokrin bezleri". Feromonların kaybının yol açtığı sonuçlar henüz araştırılmamış olmakla birlikte, olası cinsel eşlere sessiz, görünmeyen, ama güçlü sinyaller yolladığı sanılmaktadır
    Penisi nemlendirip kayganlaştıran ectopic sebaceous bezleri.
    Gerekli "kayma" mekanizması. Eğer açılır ve düz olarak yayılırsa, ortalama yetişkinin üstderisi 104 santimetrekare yer kaplar.(yaklaşık olarak bir posta kartı kadar) Kendi kendini kayganlaştıran ve hareketli olan bu deri, penise kendi içinde kayma özelliğini kazandırır; bu da vajinayı kurutmadan, yapay kayganlaştırıcılara ihtiyaç duymadan cinsel ilişkiyi sağlar.
    Glansın pembe-kırmızı-koyu mor arasındaki rengi. Glans normalde tıpkı dil gibi bir iç organdır.
    Penis çevresinin önemli bir kısmı. Gevşek üstderinin penise kazandırdığı önemli bir hacim vardır. Bu da sünnetli penisi, sünnet edilmemiş penise göre oldukça ince yapar
    Sünnet sırasında üstderiyi penise bağlayan doku yırtılarak koparıp atıldığı için, sertleşmiş penis uzunluğunun 2.5 cm kadarı da kaybolur. Bu paylaşılan zar, üst deri ve glansı penis gelişirken sıkıca birbirine bağlar. Onu koparmak glansa zarar verir; ham, enfeksiyona, sürtünmelere ve tahrişe açık hale getirir. Bu durum penisin büzülüp ufalmasına neden olur.
    Frenular atardamar ve dorsal atardamarı da içeren metrelerce uzunluğunda damar. Bu yoğun kan dolaşımının kesilmesi, penisin gövdesine ve glansına yeterli kan akışını sınırlar, bu da açık bir şekilde penisin doğal işlevine ve gelişimine zarar verir.
    Her yıl pek çok erkek kötü operasyonlarda ve enfeksiyonlarda penislerini kaybederler. Bazı durumlarda bu da yapay olarak hormon vs, ile cinsiyetin değiştirilmesine yol açar ve erkekler kadın olarak yaşamaya zorlanırlar.
    Her yıl pek çok erkek tıbben gereksiz sünnet operasyonlarında hayatlarını kaybederler. Bu ölümler milyar dolarlık sünnet endüstrisi tarafından saklanır.
    Henüz bilimsel olarak kanıtlanmamasına rağmen, penis ile vajinanın mukozal dokusu arasında gerçekleşen elektrik transferi orgazmın oluşumuna yardım eder. Sünnet ile erkekteki mukozal tabakanın kaybedilmesi, bunu engeller.



    Gary L. Harryman 14 Şubat 1999
    Kaynak: http://www.cirp.org/pages/parents/lostlist.html
    Uniak
    Uniak
    Tam Üye
    Tam Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 558
    Yaş : 46
    Nerden : Dünya'dan
    Katkı Puanı : 727
    Reputation : 17
    Kayıt tarihi : 26/04/10

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Empty Geri: Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır

    Mesaj tarafından Uniak Salı Ekim 27, 2015 1:33 am

    Bu yazıyı daha önce kelime kelime okudum. Çok üzüldüm. İnsanın doğasına aykırı bir cerrahi müdahale. Acı gerçek. Oğlum yok ama olursa toplumsal baskı nedeniyle sünnet ettirmek zorunda kalacak. Bu daha acı
    Zeus2
    Zeus2
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 81
    Yaş : 39
    Katkı Puanı : 197
    Reputation : 8
    Kayıt tarihi : 07/10/15

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Empty Geri: Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır

    Mesaj tarafından Zeus2 Çarş. Ekim 28, 2015 2:30 am

    Uniak demiş ki:Bu yazıyı daha önce kelime kelime okudum. Çok üzüldüm. İnsanın doğasına aykırı bir cerrahi müdahale. Acı gerçek. Oğlum yok ama olursa toplumsal baskı nedeniyle sünnet ettirmek zorunda kalacak.  Bu daha acı

    Sayın Uniak
    Bizde bu sapkın gelenekleri devam ettirisek dünya nasıl değişecek. Türkiyede %1 de olsa sünnet olmamış insan var. İnsanlar bilinçlendikçe bu oran artacaktır.

    Mesala bazı islam ülkelerinde kız cocuklarıda sünnet ediliyor. Ne yani şimdi toplum kızları sünnet ettiriyor diye bizde kızlarımızı sünnet edecez. Kadın sünneti olsun erkek sünneti olsun sağlığa zararlıdır.

    Sünnetin sağlığa zararlı olduğunu bu gibi forumlarda anlatarak toplumu değiştirebiliriz.

    Doğanın istediği gibi "el değmemiş" olmak, en iyisidir. Bir seçim verildiğinde erkeklerin büyük çoğunluğu, sağlamlıklarına değer vermiş, ve tıpkı "görme" duyularını nasıl koruyorlarsa, aynı şekilde üstderilerini de korumuşlardır. Avrupa ve Müslüman-olmayan Asya'daki anne-babalar hiçbir zaman çocuklarını zorla sünnet etmemişlerdir. Onlar için çocuklarının penisinin bir kısmını kesmek, kendi kulaklarından bir parça kesmek kadar anlamsız olurdu. Çocuğun, cinsel organlarına sağlam olarak sahip olma hakkına saygı gösterilmelidir.

    Pek çok anne-baba bebekleri için en iyi olanı isterler. Akıllı ana-babalar kalplerinin sesini dinlerler ve çocuklarını zarardan korumak isteyen içgüdülerine güvenirler. Çağların tecrübesi bize öğretmiştir ki, bebekler en iyi gelişmelerini güvenli bir sevgi, şefkat, saygı, kabul edilme, besleme, ve sıcaklık ortamında sağlarlar. Bir bebeğin etini kesmek, bu güveni yıkar. Sünnet, bebeği ve bu bebeğin olacağı kişiyi yaralar ve zarar verir. Oğullarının bütünlüğüne saygı duyan ana-babalar, ona doğumdan kaynaklanan hakkını bağışlarlar yani kendi bütünlüğünde mükemmel ve güzel olan vücudunu.
    Uniak
    Uniak
    Tam Üye
    Tam Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 558
    Yaş : 46
    Nerden : Dünya'dan
    Katkı Puanı : 727
    Reputation : 17
    Kayıt tarihi : 26/04/10

    Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır Empty Geri: Sünnet Sağlığa Zararlıdır ve İnsan Haklarına Aykırıdır

    Mesaj tarafından Uniak Ptsi Kas. 02, 2015 2:53 am

    Yazdıklarının hepsine katılıyorum. (Mutlak dogru)
    Teorikte imzamı atarım. Pratikte adama uygulatmazlar adama.

      Forum Saati Cuma Mayıs 03, 2024 3:32 am