Bana Göre Deizm

Deizm bana göre kendi dinimizi yaratmaktır.

selam
dinimizi yaratmaktan kastın yapımızdakileri çıkarıp sistematize edip işletmekse yani kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam oluşturmaksa katılmamak mümkün değil.Yasalar koyulmuş(ateşin yakması gibi) biz sadece koyulan yasaları kullanarak insiyatifimizin dengesini bozmadan sınırlı bir yaratma gerçekleştirebiliyoruz,bu gerçekten yola çıkarak aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek ilerlemeliyiz.unutmayalım ki ne etsek bizler kendimize ederiz ,haydi cennetimizi oluşturmaya

yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek ilerlemeliyiz

çok güzel söylemişsiniz

araştırmacı ya katılmamak mümkün değil

darulerkam demiş ki:Biz ilhamımızı doğrudan doğruya akıl ve bilimden alıyoruz.(******)

Bu sözün doğrusu ;Bizim, devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipler, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. M. Kemal ATATÜRK
bu değilmidir?

yadığınız sözün daha detaylı alıntılanmış halidir.sözün doğrusu bu şeklinde bir ifade sanki yazılan cümle uydurma yanlış bir sözmüş gibi bir anlamda çıkabiliyor.bu manada sözün daha ayrıntılı hali bu dersek daha doğru bir iş yapmış oluruz sanırım.

darulerkam demiş ki:yadığınız sözün daha detaylı alıntılanmış halidir.sözün doğrusu bu şeklinde bir ifade sanki yazılan cümle uydurma yanlış bir sözmüş gibi bir anlamda çıkabiliyor.bu manada sözün daha ayrıntılı hali bu dersek daha doğru bir iş yapmış oluruz sanırım.

Hayattan kelimesi = akıl ve bilim olarak anladınız sanırım.Eğer öyle ise haklısınız yazdığım söz daha detaylısıdır.

selam
her varlığın doğrusu işlemi, bizim tespitlerimiz ve şekillendirmelerimiz değil,yapısının ihtiyacına göre muamele doğrudur.varlıkların içinde sadece insanı ele alacaksak ve bu insanlara adaletli ve eşit muamele etmem yapılarını göz önünde bulundurmam gerekir mesela bir çocuğun giyeceği elbise ve yiyeceği ile bir yetişkininki aynı değil.bu konudaki yapılması gereken yapısının gereğini dikkate alarak dikta ve tektipleştirmeya gitmeden adalet ve eşitliği kıstas etmektir.

Bana göre deizmin en can alıcı noktalarından biri şudur:Tanrı bize akıl verdi ve bunu kullanmamızı istedi,fakat biz insanlar bu düşünceyi kabullenmemize karşın illa ki bir din,geride şüphe birakmayacak bir ışık görmek istedik.Fakat şunu bir türlü anlayamadık:Akıl sadece karanlıkta gerçek anlamıyla ve sürekli olarak çalışır,yani bizim görmek ve inanmak istediğimiz o kutsal kitap ya bize sadece bilmediğimizi söylemeli ve işte evrenin sırrı bu budur dememeli ya da öyle bir kitap hiç olmamalıydı.Tanrı 2. yolu seçti ve bize verdiği aklın gerçekten kullanılması için bize net bir ışık göndermedi.Dini koşulsuz kabul eden toplumların düşünmeyi ve ilerlemeyi nasıl bıraktığını tarihte istisnasız olarak görüyoruz.

Çok yerinde ve güzel tesbitler..Tamamına katılıyorum..Buradan anlıyoruz ki,bir toplumun gelişmesini engelleyen en önemli faktör,akılcı düşünmeyi körelten dindir.

- Tanrı vardır ve kainatı yaratmıştır.
- Tanrı insanların mantıksal davranmasını ister.
- İnsanların ruhları ölümden sonra hala vardır, bu doğrultuda ölümden sonra yaşam da vardır.
- Yaşam sonrasında, Tanrı iyi davranışlarımızı ödüllendirecek, kötü davranışlarımızı cezalandıracaktır. Bu konu deistlere göre değişiklik gösterir.


evet bu sözler tam bana göre...

Bana göre deizm seçenekleri yaratmaktır,inanacağın şeyin seçeneklerini yaratırsın,kendin seçersin;düşünürken okadar çok seçenek yaratır,olasılık koyarsınki seçemessin bile;yaparken yine kendi düşüncelerine göre seçenek koyarsın ve onları uygularsın.Kısaca deizm bana göre özgür olmaktır,doğa kanunlarını verdiği tüm seçenekleri kullanmaktır işte ozaman önümüzdeki sonsuzluğu ve sınırsızlığı farkedip hiçbirşey bilmediğimizi bulup kendimizi geliştirmeye yöneliriz.Biz aslında üstüninsan ırkının ata düşüncelerini oluşturuyoruz.Tabi bana göre...

Çok doğru,insan hafifliyor,çocukluğundan beri sistemli bir şekilde kafasına işlenen tüm dogmalardan ve hurafelerden kurtuldukça,beynimiz açılıyor ve düşünce yapımızla beraber zekamızda gelişiyor. .

mantık + teizm - mantıkla çelişenler.

şimdiye kadar din penceresinden baktık hayata.hayalimizde sadece sırat köprüsünün nasıl olduğu cennet cehennemin şeklini canlandırabildik.zincirleri kırdıktan sonra ufkumuz genişledi daha özgür daha cesurca düşündük.neler neler geldi geçti beynimizden.peygamberleri çok seviyorum çünkü onlarda deistti.ve hayal güçlerine hayranım.saygılar

selam
insanları tanrı adıyla kendi etrafında toplayıp dizginlemek ,gödülen koyun sürüsü yapmak veya robot gibi davranmasını istemek hiçte hoş birşey değil yani tanrı adıyla insanların düşünce ve bedenlerini şekillendirmek kendine tanrı yerine koymak olur işte bu büyük bir çirkinliktir kandırmaktır saftirikler her zaman olacaktır haliyle sırtına bineceklerde olacaktır

ben esasen "deizm" kelimesinin açık anlamını bilmiyorum. bir tanımlayıcı cümle bulup onunla ilgili de ayrıntıya girdiğinizde, dinlerin hep düştüğü hata olan kategorize etmeye yani sınıflamaya dalmak kaçınılmazdır belki de, hattâ kimbilir "deizmin dinleşmesi gibi bir sorun" meydana gelebilir. kendi adıma şunu söylemeyi borç biliyorum: bu başlığa verilen cevapları kastetmiyorum, ama dün akşamdan beri incelediğim forumlardaki cevaplarda ve daha önce çok kez karşılaştığım deist kişilerde, belki bir "Tanrı'ya inancı kaybetme korkusu" sezdim. delil arayan şüphede demek değil midir sevgili dostlar? ben şimdi bu yazıyı yzarken bastığım tuşlara "inan"abilir miyim? ne inanması, bilirim. ve eğer o tuşların orada olduğuna dair "evet buradalar, çünkü....." diyorsam, bu biraz biraz benim de pek şüphesiz olmadığım anlamına gelir... bunu tabii ki bu yanlıştır falan diyerek söylemiyorum, burada isteyen kişi çıkıp "Allah ya yoksa?" derse ona da tutup aaa buraya da yazılır mı demem elbet, başkası dese de demese de... ama içacısı biraz kabarmış olan mesela ne bileyim daha 17 yaşında arkadaşlarımız var, onlar için de söyleyebileceğim şudur ki (kişisel fikrim) : şu soruya cevap yok, o halde Tanrı mutlak güçlü olarak vardır ya da bu böyle olduğu içindir ki Tanrı yine bütün merhametiyle vardır gibi akıl yürütmelerin yersiz olduğunu, çünkü bahsettiğimiz Tanrı için ufacık bir laf edeceksek, O'nun şu soruya cevap, şöyle bir mantık gibi sentezlerden, ölçülerin ve dolayısıyla aklımızın asla alamayacağı kadar yüce olduğunu söylüyorum... tabii bunu kendime söylemekle kalmadığım ve ihtiyaçtan dolayı buraya da aktardığım için umarım kimse rahatsız olmamıştır...

Şüphe etmek kötü birşeymidir ? Zaten deizm felsefe olduğu için en doğal şeydir deistlerdeki şüphe ve soru sorma isteği.Deizmi çok yanlış anlıyorsunuz arkadaşlar.Deizm katı kurallı birşey değildir tamamen özneldir,kişiden kişiye değişebilir birkaç ayrıntı dışında.Ayrıca 17 yaşında olup 40 yaşındaki insanın düşünmediği şeyleri düşününce küçük işte saçma şeyler söylüyor anlamınamı geliyor ? Felsefe belli bir yaştan sonra herkes için gerekli birşeydir.Hiçbirşekilde yaşı küçük diye kimsenin düşüncesine mantıksız,saçma ilerde anlicak gibi şeyler söylenemez.Çünkü bakış açısı diye birşey vardır senin hiçbirzaman göremediğin bir açıdan 16 yaşındaki bir insan bakar ve öyle kalırsın anlamayıncada küçük işte dersin hep öyle derler.İlla yaşı büyük,hayat tecrübesi var diye herşeyi bilen,akıl veren,görüş bildiren onlarmı olucak ?Çok basit düşünüyorsunuz.

Bana göre deizm:
Canlıların Yaratılışı:
Benim düşünceme göre Tanrı, temel canlıları yarattı: evrim geçirerek maymun, şempanze, goril ve insan olacak ilkel bir maymun türü, evrim geçirerek aslan, kaplan, jaguar, leopar ve kedi olacak ilkel bir kedi türü. İlkel kuş türü gibi. Milyonlarca yıl boyunca bu ilkel canlılar evrim geçirdi. Ve koşullara göre değiştiler.

Ölümden Sonra Hayat:
Bana göre Tanrı insanlara ceza ve ödül verecek. Ama bu cennet veya cehennem gibi olmayacak. Bu dünyadakilerin akıllarına bile getiremeyeceği bir sistem olacak bence. Fakat kesinlikle sadistçe yakmak değil!

B

ana göre Tanrı insanlara ceza ve ödül verecek. Ama bu cennet veya cehennem gibi olmayacak. Bu dünyadakilerin akıllarına bile getiremeyeceği bir sistem olacak bence. Fakat kesinlikle sadistçe yakmak değil!

Ben birazda reenkarnasyona yatkınım...

Bende bengi döngücülük anlayışı var.Bence insanlar bilinçsizce aynı yaşamı tekrar tekrar yaşayacaklar farklı boyutlarda taki ne olduğunu anlayıp hatalarından vazgeçip hayatlarını bir iyi bir amaç uğruna insanlığa adayana kadar.Kendi üstüninsanlarını bulana kadar.

bence deizm;
en son 610 yılında revize edilmiş bir anayasanın 2000+'lı yıllarda yetersiz kalacağını, topallayacağını ve bu arabanın artık vites büyütmek istediği için bas bas bağırdığını görebilmek mutluluğudur.

bence peygamberler çok zeki insanlardı, farkındalıkları gelişmiş, analiz yetenekleri yüksek, adalet duyguları nisbeten güçlü ve biraz da cesur filozoflardı, hepsi bu.. ama daha ne olsun? anlayamadığım bu.. bu insanlar da cenindi, bu insanlar da maddeydi, hiçbiri mikserde yapılmadı, doğdular ve öldüler, farklı yanlarının kazanımlarını milyonların hayatına miras bırakarak.. bu yüzden kim nietzsche'nin peygamber olmadığını söyleyebilecek?... uyanmış bir sürü insan gezegenimizde yaşadı ve öldü, pek çoğu da yaşıyor, ama bazılarının adının başına hazreti eklendi, bazıları akıl hastanesinde son buldu, bazıları kitap yazdı, bazıları yazdı basamadı, bazıları vuruldu, bazıları bir milleti organize etti, bazılarının minik kolye uçları ve bibloları yapıldı, bazıları ise internette dolaşıyor. kısacası; varoluşun ebatları; 4 çevirmence anlatılabilecek birşey değil.
din ise,
iyi ki var!
düşünün ki kafasına 7 katlı ateşlerde yanmak gibi figürasyonlar sokulmuş insanlar bile; şuurlarının denetiminden kolayca çıkabilip dedikodu, hırsızlık, tecavüz, yalan, darp hatta cinayet gibi suçlar (pardon günahlar) işleyebiliyorlar, ya o ateş 7 değil de 5 katlı olsaydı.......(?) ya hiç olmasaydı? dine ihtiyacı olan insanlar var, bu tartışılmaz. özellikle yaşadığımız ülkenin büyük çoğunluğu bir dine ihtiyacı olan insanlarca oluşturuluyor. ve ihtiyacı olmayan; yani denizotobüsünde görevliden azar yemeden o telefonu kapatması gerektiğini bilen bir azınlık da var. sabaha karşı 3'te de kırmızı ışıkta durabilen, açlığı deneyimlemeden de yoksulları anlayabilen, içkiyi ağzına içebildiği için içmeye herzaman hakkı olan, 3 orucun 1 dedikoduyu götürmediğini bilen, kendisi için temiz olan ve temiz kalan, haram ilan edildiği için değil ahlaki olmadığı için sapkınlık yapmayanlar.. var, ne mutlu ki!
deizm bence; yeni bir uyanışın adı sadece, her uyanış gibi, arabanın hızına yetmeyen vitesi değiştirme refleksi, hepsi bu. çünkü evt kesinlikle yetmiyor ve evt kesinlikle reform gerektiriyor. böyle söyleyince biraz karamizah gibi duruyor ama maalesef 610'un koşullarında o devrin adaletini sağlamak için organize edilmiş bir sistem; 2009'un toplumsal yaşamını düzenlemeye yetemez, ve bunun için de kimse o sistemi suçlayamaz. işte bu yüzden insanlar hala onları sırtında taşıyacağına inandıkları için sokaklarda hayvanları keserler, bu yüzden insanlar 70 yaşına kadar her türlü olumsuz davranışı gösterip 70'inde bir uçak yolculuğu yaparak ve orda şeytan adını verdikleri bilinçaltlarını taşlayarak annelerinden doğdukları gibi (kendi tabirleri ile sıfır km.) geri döndüklerine inanırlar. işte bu yüzden din kitlelerin afyonudur. ve tehlikeli kısmı buradadır. insanların farkındalıklarını, mantıklarını, şuurlarını ve sorumluluk duygularını formalitelerle meşkul edip, onları surface'de tutup asla daha derinlere inmelerine izin vermeyerek, sorgulamayı hem yasak hem gereksiz kılarak, "insan" olmayı kitapta açıkça verilmiş bi yemek tarifine indirgeyerek, evrene en büyük kötülüğü yapmaktadır dini sömürenler. din bu değil, çünkü üzgünüm ama; hiçbir şekilde insan çıkarına ve toplum huzuruna hizmet etmemekte, maksadından şaşmış bir rotaya itilmekte.
dinin hiç deforme edilmemiş olmasını dilerdim, çünkü bugüne kadar gelmesine izin verilmemiş asıl halini de okumayı gerçekten çokk isterdim. eğer kurallar asıl halleri gibi kalabilseydi, bugün dinüstü insan sayısı çok daha fazla olurdu, bilim daha güçlü ve ilerlemiş olurdu, hukuk bunca sorunla uğraşmak zorunda kalmazdı, evlilikler cançekişme dönemecine doğru hızla gitmiyor olurdu, antidepresan satışları %80 azalırdı, savaşlar çok daha hafif atlatılır ya da çıkmazdı, bunlar benim tezlerim tabi ki ama kişisel yorum katılmamış ve hatalı çeviri yapılmamış halini okumayı gerçekten isterdim.