deıst tanrıcılık

kelime manası tanrıcalıkmış peki bu tanrıcalık derken neyi kasdediyor çoklu tanrıcalık bir çok tanrımı yok kişilere özgü herkezin kendi ama bir çok tanrımı giner ama toplumun hepsini benimsedigi çoklu tanrıcalıkmı zeus savaş tanrısı vs yada tek tanrı inancimi bide deistde tanrının sıfatları nedir ne gibi sıfatları vardır ne yapar.

kimse cevap vermicekmi

Bır deiste göre bir tanrı vardır ve bu tanrı kendi algıladığı biçimdedir daha ötesi yoktur.

sn prens bismarck, sorunuzdan hiç birşey anlamadım açıkcası. Türk dil kurallarına daha özen göstererek sorarsanız cevaplayan çok olacaktır.

Açıkcası bende bişey anlamadım sorudan

ezgi demiş ki:Bır deiste göre bir tanrı vardır ve bu tanrı kendi algıladığı biçimdedir daha ötesi yoktur.

arkdaş anlamış galiba ama biraz daha acarmsınız

öyleyse şöyle soruyum deist de göre tanrı nedir ne yapar kaç tanrı vardır.
biraz dahaa acık ve geniş bir anlatım olursa sevinirim.

Tanrı, bu evrenin mimarıdır, tüm canlıların ve cansızların varolma sebebidir. Yüzlerce Tanrı bile varsa, onların tümüne Tanrı diyorum ben, ne yaptığına gelince: Şu ana kadar ne yaptıklarını görüyoruz, harikalar yaratmış/yaratıyor. Neden diye sorarsanız, şak diye cevap verme ihtilamiz yok hiçbirimizin. Ama ben bir sistemin parçası olduğumu düşünüyorum, mesela vücudumuzdaki bir alyuvardan farkımız olmadığını düşünüyorum. Tüm bu olanların neden varolduğunu bir alyuvarın ne kadar bilmeye hakkı varsa, bizimde o kadar vardır diye düşüyorum.

Farkettiyseniz genelde, "bence", "diye düşünüyorum" gibi genel olmayan anlatımlar kullanıyorum, sebebide, her deistin, kendi iç dünyasında verdiği savaştan sonra bulduğu tanrının, ondan beklentilerini farklı olmasıdır. Ama tüm deistler, o mükemmel yaratıcıya hayrandır.

Çıkış noktası olarak kelime anlamını alırsan ve de bir din kalıbının içine hapsetmeye çalışırsan doğru bir noktadan başlamış olmazsın kanımca.
Deizm bir din olmadığı için dinlerdeki gibi dar kalıplar içinde tanrı şöyledir ve şunu bunu ister (aç kal, koyun kes, bir yere git etrafında dön dur) gibi bir dayatması kuralları yoktur.

Belli bazı çok genel çerçeveler içinde kendi aklın ve ruhunla ulaşmalısın tanrıya.
Ulaştıktan sonra anlayabilirsin ancak kitapların nasıl dar çerçeveli ve insan üretimi olduğunu ve de allah'ın ne kadar aslında ne kadar büyük olduğunu,
bu kitapların birbirimizi ve tanrıyı anlamada dolayısıyla da insanlığın gelişiminde nasıl bir engel teşkil ettiğini.

Diğer arkadaşlarında belirttiği gibi aslında herkesin kendi iç dünyasında yapacağı kendine özgü bir yolculuktur bu.
O yüzden birilerinin sana Tanrı'yı tanımlamasını beklememek lazım.

Sanırım bu sebeptendir ki, bu yolculuğu yaşayanlara yolculuğun başlangıcında anlam kazanabilecek bu soru biraz anlaşılmaz geldi.

Özge, Admin ve Burhan bence yeterli açıklamayı yapmışlar.

Bence tanrı; yaratıcılık, güç ve enerjinin sahibidir. Pi sayısını oluşturandır. Yerçekimi kuvvetini oluşturandır....
Evreni oluşturdu. Maddeleri bıraktı. Kanunlarını bu maddelere uyguladı. İstisnalara asla izin vermedi. Maddenin içinde veya dışında olduğunu bilmiyorum. Ama çok uzun bir süredir de karışmıyor. Yani dua etmek boşuna. Çünkü ona dua etmenin fiziksel veya kimyasal değişim göstermediği kanıtlanmıştır.

Tüm dinleri rededen ancak tanrının varlığına inanan inanç şeklidir. Dinler rededildiği için peygamberler, kutsal kitaplar, cennet ve cehennem, melek, şeytan gibi kavramların hiçbirinin deizm inancında yeri yoktur. Sadece evreni ve doğa kanunlarını koyan, bunun ardından evrene ve insanlığa hiç bir müdahalesi olmayan tanrıya inanılır. Bu tek inancın kaynağı, dolaysız yoldan algılarımızla doğaya ve insanın yapısına duyulan hayranlık ve bunları bir yaratan (tanrı) olması gerektiğine olan inançtır.

Deizmde ibadetlerin ve dinsel ritüellerin olmamasından dolayı ateistler ile deistler arasında günlük hayatta, pratik anlamda bir farklılık yoktur.

Deizm, evrim teorisine karşı değildir. Deizme göre insan, tanrının oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir. Bir tanrıya inanmak, o tanrının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine de inanmayı gerektirmez. Semavi dinlerde yani Musevilik, Hıristiyanlık, islam gibi dinlerde insanın, önceden evrim geçirmeksizin yaratıldığına inanılır. Bu inanış deizmde yoktur.

Sorular ve Yanıtlar:

Deizm neye dayanır?

Akıla ve doğaya. Evrene bakınca bir düzen görürüz ve bu düzen bizi bir tanrı ya da tasarımcı inancına götürür.

Deizm ateizmin bir çeşiti midir?

Hayır. Ateizm tanrıyı reddeder. Deizme göre tanrı vardır. Deizm dinleri reddeder.

Eğer deism tanrı inancını kabul ediyorsa deizm ve yahudilik, islam, hıristiyanlık gibi diğer dinler arasında ne fark vardır?

Deizm yukarda da geçtiği gibi doğaya ve akla dayanır, vahye dayanmaz. Diğer tüm dinler vahye ya da kutsal kitaplara dayalıdırlar. Deizmde bir rahibe papaza ya da imama gerek yoktur. Deismde ihtiyaç olan tek şey kendi sağduyumuz ve düşünme becerimizdir.

Deistler tanrının evreni yaratıp geri çekildiğine mi inanıyorlar?

Bazı deistler öyle düşünüyor, bazı deistler tanrının insan davranışlarına müdahale edebileceğini düşünüyor. Örneğin, George Washington Long Island'dan çekilme ya da teslim olma arasında daha riskli olan çekilmeyi seçmiştir ve kendisine niye daha riskli olanı seçtiği sorulduğunda, bunun yapabileceğinin en iyisi olduğunu ve gerisinin tanrının taktiri olduğunu söylemiştir.

Deistler dua ederler mi?

Sadece şükür ve teşekkür için dua edebilirler, tanrıya dikte etmezler. Dua için belli bir yer ve zaman, belirli bir vücut duruşları yoktur.

Deistler tanrıyı nasıl görürler?

Tanrıyı istediği kadar gücü olan ölümsüz bir varlık olarak görürüz. Albert Einstein' dan alıntı deizmin tanrı tanımı için iyi bir örnek olacaktır: " Benim dinim kendini zayıf aklımızla algılamamız zor olan sonsuz güç sahibi üstün ruha alçak gönüllü bir şekilde hayran olmaktan ibarettir. Bu üstün düşünen gücün duyguları derinden etkileyen ikna ediciliği, ki bu kendini anlamak mümkün olmayan evrende ifşa eder, benim tanrı anlayışımı oluşturur"

Deizm bir mezhep midir?

Deizmin bir mezhep olması mümkün değildir çünkü Deizm kendine dayanmayı öğretir ve insanları daima akıllarını kullanmaya teşvik eder. Deizm bedeli ne olursa olsun otoriteyi sorgulamayı öğretir. Deizm vahye dayalı dinler gibi muhakemesi olmayan iddialarda bulunmaz. Vahye dayalı dinler insanları tanrının söylediklerine teslimiyete ya da bu sözlere karşı düşünme gücünüzü ertelemeye çağırır. Bunu iman olarak adlandırırlar. Örneğin, Musa'nın denizi yardığına ya da isanın suyun üstünde yürüdüğüne ya da Muhammedin Kuran'ı bir melekten aldığına inanmak ne kadar mantıklıdır?

Deizmin dünyadaki fenalıklara karşı cevabı nedir?

Dünyadaki fenalıkların büyük bir kısmı eğer tanrı vergisi aklımızı kucaklasaydık ortadan kalkabilirdi. Unutulmamalıdır ki, Doğanın bulduğumuz ve ilerlemekte kullandığımız bütün kanunları, bilgisayardan tıppa ve uzay yolculuğuna kadar önceden beri vardı. Ama biz bilgimizi ilerletmek ve öğrenmek yerine batıl itikadları ve korkuyu seçtik. Başarının gereği olan zor işleri becermektense kendi davranışlarımızdan sorumlu olmadığımızı düşünmek daha çok yatıştırıcıdır. Deizm her soruya bir cevabının olduğunu iddia etmemektedir, deizm sadece bu sorulara giden doğru yolda olma iddiasındadır.

Umarım yeterince açık olmuştur...

Dua konusunda birşeyler paylaşmak istiyorum,

Ben kendimi biraz daha Ruhani Deistler (Spiritual Deists) sınıfına yakın görüyorum
Her gün olmasa da içimden geldikçe ara ara dua ediyorum ve hakikaten bazı konularda bana çok yardımı oldu dua etmenin.

Dua derken tabii ki saçma sapan anlamsız arapça sureleri okumaktan bahsetmiyorum.
Meditasyon sırası ve sonrasında olumlama şeklinde yapılan dualardan bahsediyorum.

Açık yürekliliğimle istediğim bazı şeyleri kutsal güce iletmekten ve yaptıkları için şükretmekten bahsediyorum.

Öte yandan ben yaratıcının aman bu bunu istemiş yapayım şeklinde takipte olduğuna da inanmıyorum.

Ama bu evreni kurduğu bazı kurallar dahilinde bunların yardımcı olduğunu düşünüyorum.
İnandığım kurallar şu şekilde;
Düşüncelerimizin bir şekilde başımıza gelecekler konusunda belirleyici rolu olduğuna inanıyorum.
Düşüncelerimizle bazı olayları kendimize çekebiliyoruz yine yaratıcımızın çizdiği çerçeveler içinde.

Duaların işe yaramasının diğer bir sebebi ise bence duanın düşüncelerimizi organize etmesi.
Normalde günlük koşuşturmacalara kaptırıyoruz kendimizi ve asıl neyi istediğmizi düşünmüyoruz.
Dua ederken ise bir şekilde gerçekte istediğimizin ne olduğunun farkındalığını yaşıyoruz
ve bence bu da hem bilinçaltı hem de bilinçüstünde hareketlerimize etki ediyor ve o arzuladığımız şeylere ulaşmamızı sağlıyor.

Bir de olaya tersinden bakalım,
Eğer Muhammed'in mesaj aldığını iddia ettiği şekilde bir Tanrı olsaydı,
Benim gibi peygamberlere ve kitaplara inanmayan bunu da her ortamda dile getirip
insanları sorgulatmaya itmeye çalışan birinin duaları kabul olabilir miydi?
Allahtan öyle bir tanrı yok

sn. Burhan'ın dediklerine tamamen katılıyorum, dindarların mucize sunup durmaları gibi olacak ama, başıma çok kez geldi, içimden samimi bir şekilde istediğim şeyleri geçirdiğimde, neredeyse hepsi oldu bugüne kadar.. Bunun açıklamasını bende aynen sn.Burhan gibi yapıyorum.

Ben ikinize de katılmıyorum. Duaların kesinlikle bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Siz olasılığı yüksek beklentileriniz için dua etmişsiniz. Onun için gerçekleşmiştir. Bence bir deney yapın.

Mesela bir taşı havada tutun. Grup halinde bu taşı bıraktığınızda yere düşmemesi için dua edin. Bu deneyi on yüz bin milyon defa deneyin.
Sonucu da lütfen forumda paylaşın.

taşın havada durması sizin için imkansız birşey galiba birkaç milyon yıl sonra bu dediğiniz çok olağan bir durum haline gelebilir

sevgili uniak, belkide siz yaşadıklarınızın sonucunda duaya olan inancınızı yitirmiş olabilirmisiniz?

Dediğiniz bir yerde doğru olabilir, dua ettiğimiz şeyler olası şeyler, ama onlarca ihtimal içinden bir tanesini istiyoruz ve oluyor.

Bence sizde bir gün şunu deneyin: Tüm enerjinizi beyninizde toplayın, tanrıya olan hayranlığınızı kalbinizde hissedin, ve onu ne şekilde tahayyül ediyorsanız artık, onunla konuşun. Dileklerinizi geçirin aklınızdan. Sonucu forumda paylaşın

Bence deizmin güzelliğinin bir kısmı da bu çeşitlilikten kaynaklanıyor,
Yani bir kısım dua edebilir bir kısımda gereksiz görebilir,
insanları tek tip kalıba sokma gibi bir mantık yok,
herkesin kendi yolu var,

Zaten böylesine kompleks ve karmaşık bir sistem içinde tek tipleşmek, yok olmaya mahkum olmaktır.

tanrıcılık bir tanrı var sen inanmak istersen 1000 tanede tanrı olur sana bağlı deizmde akıl ve mantık yolu vardır kitapları ezberlemeyiz..

senin mantığına hangisi uyuyorsa...