Anasayfa
İslam daha yeni yeni yayılan bir din iken, evliliklerle kurulan bağlar tanıdığımız bir geleneği ve politik süreci bize gösteriyor. İş bu ki karmaşık bir düzende evlilik ilişkileri ile ''bağ'' kurularak var olan bu politik ilişkiler, politik olduğu kadar ''kutsal'' bağları kuvvetlendirmek ve ortak olmak namına ceyran etmiştir. Tabii ki tek sebeb bu değildi.
Şimdi en önemli evlilik ilişkilerine bir göz atalım.
1 -> Ebu Bekir'in kızı Aişe, Muhammed'le evlenir.
2 -> Ömer'in kızı Hafsa, Muhammed'le evlenir.
3 -> Muhammed'in kızı Rukiye, Osman'la evlenir.
4 -> Muhammed'in kızı, Ümmü Gülsüm Osman'la evlenir.
5 -> Muhammed'in kızı Fatıma, Ali ile evlenir.
6 -> Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm, Ömer'le evlenir.
biraz karıştı dimi? Gayet açık ve net. Bu şekilde İslam Peygamberi Muhammed sonra gelecek olan halifeleri ile akrabalık bağı kurmuş ve saltanatlık dönemi evliliklerin önemi ile başlamıştır.
Muhammed'in Ebu Bekir'in kızı Aİşe ile evlendiğini bilmeyen yoktur. O zamanlar Peygamberliğini ilan eden Muhammed, yörenin zenginlerinden olan Ebu Bekir'in 9 yaşında ki kızı Aişe ile evlenmiş ve bu sayede İslam dinini yayabilmek için Ebu Bekir'in zenginliğinden istifade edebilmiştir. Ebu Bekir Muhammed'in bir tür sponsorluğunu yapıyordu. Ayrıca ileride Muhammed'in iyi bir arkadaşı olmuşu. Ebu Bekir bu yardımları için Kuran'da ayet bile inmiştir. (Tevbe 9-40)
"Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkar edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."
İkinci evlilikte Ömer'in Muhammed'e verdiği kızı Hafsa ile Peygambere akraba olarak güçlü bir değer olmak namına nam katmıştır. Ömer o zamana göre bilgili ve okuma yazmayı bilen birisiydi. Ömer Mekke müşrüklerinin onu Muhammed'i öldürmesi için yollanırken Müslüman olmuş ve o zamandan sonra yavaş yavaş ilerleyerek Ebu Bekir'den sonra Halife olmuştur. (Taberi, Tarih er Rusul veʾl Muluk veʾl Hulafa) Kızını Muhammed'e vererek geleceğe yönelik iyi bir yatırım yapmıştır.
Üçüncü evlilik Muhammed'in Osman'a verdiği ilk kızı Rukiye'nin evliliği. Osman çok zengin bir tüccardı. Vahiy katibi idi. Muhammed onu damadı yaparak Ebu Bekir'den sonra ikinci sponsorunu bulmuştu. Osman, Muhammed'in damadı olma gücünüde arkasına alarak daha iyi bir ticaret yapma teknikleri geliştirdi. Yahudilerin elinde olan Medine'yi Müslümanların faydalandığı bir ticaret ağına çevirdi ve kendi düzeyini aynı zamanda da Müslüman olan Tüccarların refahını arttırdı.
İlk eşi Rukiye sıtmadan ölünce 1 yıl sonra Muhammed'in diğer kızı Ümmü Gülsüm ile evlendi. Osman'a artık ''Zi'n-Nureyn'' diyorlardı yani: iki kere nurlanmış. (Dördüncü evlilik)
Beşinci Evlilikte Muhammed kızı Fatıma'yı Ali ile evlendirmiştir. Ali Muhammed'in yanında büyümüştür ve aynı zamanda Muhammed'in amcasının oğludur. Ali'nin en önemli vasıflarından biri Muhammed için göz kırpmadan kendini ateşe atmasıydı. Bir tür Bodyguard görevi gören Ali sonra damadı olarakta çoğu kez Muhammed'i korumuştur. Ali, Fatıma ile Hicretten 5 ay sonra Medine de evlendi. Şii inanışına göre 614 de doğan Fatıma o zamanlar 8-9 yaşlarında olması gerekiyor. Sünni inanış Fatıma'nın 606 yılında doğduğunu söyler bundan yola çıkılırsa 16 yaşındaydı. Fatıma 632 de Medine'de öldü.
Altıncı Evlilik Ali'nin kızını Ömer'e vermesidir. Ömer Ehl-i Beyt (Muhammed'in evinden) birisi ile evlenmek istemiş ve Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm' talip olmuştur. Ali bu isteği kızının daha küçük olduğu gerekçesiyle geri çevirmiştir. (Tarihül Hamis, II, 284; Zehairul Ukba, s. 168) Aslında Ali, kızını kardeşi Caferin öksüz oğluna vermek istiyordu ama Ömer ''o küçük olursa olsun,Muhammed bütün sebebler, bağlar, soylar ve kız almalar kesindir'' dedi. ''Bende kız alma yoluyla Muhammede akrabalık oluşmasını isterim.'' dedi.
Bu sebeble Ali, küçük olmasına rağmen Ömer'e verdi. Bu sayede Ömer Ehl-i Beyt'den birisi ile akrabalık bağı kurmuştu. Bu sayede bu Beş'li aralarında ki politik ve ''kutsal'' bağı kurmuş ve hilafeti ve islam devletini yönetmek için gerekli olan gücü elde etmişti. Herkes kendi payına düşen rantı kazanmış ve hükümdarlığı garantilemişti.
