www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Join the forum, it's quick and easy

www.deizm.org'un gelişmesi için bir şeyler yapmak istemez misin?

İletişim: deizmturkiye@gmail.com

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
#SomayıUnutma
Sorumluların ceza almaları için, böyle bir katliamın bir daha yaşanmaması için #SomayıUnutma.

+2
darulerkam
supeluta
6 posters

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    supeluta
    supeluta
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 658
    Katkı Puanı : 802
    Reputation : 23
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından supeluta Çarş. Kas. 05, 2008 7:52 pm

    Bu yola, adına izafeten, “Bektaşilik” denildi. Bektaşi denilen tarikat mensupları, Hacı Bektaş-ı Veli’ye bağlı olarak Anadolu’nun dinî, iktisadî, askerî ve sosyal teşekkülü olan Ahilik teşkilatına büyük yardım ve hizmetlerde bulundular.

    Fakat, Bektaşi denilen bu tarikatın hak yolda olan mensupları zamanla azaldı. Tekkelere, kendilerini Bektaşi gösteren Fadlullah-ı Hurufi’nin bozuk fikirleri yayıldı. Bir müddet sonra da hakiki Bektaşilik tamamen unutularak yerini hurufi fikirleri aldı. Bugün Bektaşi denince iki çeşit insan anlaşılır: Birincisi, hakiki doğru Bektaşi olup, Hacı Bektaş-ı Veli’nin gösterdiği hak yolda giden temiz Müslümanlardır. İkincisi sahte, yalancı bektaşilerdir. Bunlar bozuk yolda olan hurufiler olup “batıla” ismi ile anılırlar.
    Bu arada, Bektaşiliğin içine sızıp, adeta istila eden “Hurufilik” nedir, biraz da bunun üzerinde durmak istiyorum. Hurufilik, İslâmiyeti yıkmak için kurulan bozuk yollardan biridir. Kurucusu bir Acem (İran) Yahûdîsi olan Fadlullah bin Abdurrahman Tebrizî’dir.

    Kurduğu bozuk yolun esaslarını anlatmak için Câvidân adında Farsça büyük bir kitap yazdı. Kitabında, Kur’ân-ı kerîmdeki harflere mânâlar vererek, kendisinin “tanrı” olduğunu bildirdi. Bütün dinleri inkâr ve İslâmiyetle alay etti. Kurduğu bu bozuk yola, Yahûdîlik, Hıristiyanlık, Zerdüştlük gibi inançları da karıştırdı. Bunlarla iç içe oldu.
    Nitekim, Yahudi Sabataist İlgaz Zorlu, Bektaşiliğin içine nasıl sızdıklarını şöyle ifade ediyor: “Sabetaycılar kendi din adamlarını Melamilik tarikatı içinde yetiştirmişlerdir. Bu çok ilginç; adam hahamdır, ama dışarıdan baktığınız zaman Melamilik, Mevlevilik ve Bektaşilik tarikatları içinde din adamı gibi görünür.” ( Eğitim-Bilim dergisi, Kasım 2000)

    Hurûfîliğin bu bozuk inanışları İslâm ülkelerinde câhil halktan bazı kimseler arasında yayılmaya başlayınca Tîmûr Hanın oğlu Miran Şah, babasının emri ile 1393 senesinde Fadlullah-ı Hurûfî’yi öldürdü. Bacağına ip takıp sokaklarda sürükledi. Böylece Tîmûr Han, İslâmiyet için çok tehlikeli olan Hurûfîliğin yayılmasını önledi. Bunun için Bektâşî ismi altında kendini gizleyen Hurûfiler, Tîmûr Hanı sevmezler, hep kötülerler.

    Fadlullah-ı Hurûfi öldürülüp, Esterâbâd şehri yakılınca dokuz yardımcısı kaçtı. Bunlardan Aliyyül-a’lâ adında bir kimse, Anadolu’ya gelerek bir Bektâşî tekkesinde Câvidân’ı gizlice yaymaya ve câhilleri aldatmaya başladı. “Hacı Bektâş-ı Velî’nin yolu budur” dedi. Hacı Bektâş-ı Velî’in yolundan ayrılmayan hakîkî Bektâşîler, bunlardan tamamen ayrıldılar.
    Bektâşî tarîkatı adı altında saklanan Hurûfîlere göre, namazı bir kere kılmak, orucu bir kere tutmak, guslü de ömründe bir kere almak farzdır. “Gusül edip vücudunuzu hırpalamayın” derler.
    Bektaşiler çoğu zaman bilhassa Tanzimattan sonra siyasetle de içli dışlı olmuşlardır. Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisine göre; Bektaşiliğin siyasetle yakın ilgisini gösteren hadiseler 19. yüzyılda da devam etmiştir. Jön Türkler ile Bektaşi Tekkelerinin münasebetleri eskiden beri bilinmektedir. (bk. Ramsaur s.7-14) Özellikle 1826’dan hemen sonra, Mason locaları ile iş birliğine girmeleri ilgi çekicidir. Bektaşi şeyhlerinin çoğunun bu localara kaydoldukları, bunun sonucu olarak Bektaşilerin siyasi düşüncelerinde, tarikatın ayinlerinde önemli ölçüde mason tesirlerinin belirdiği görülmektedir (bk. Melikoft,Turcica, XV,160-162)

    Özetleyecek olursak, Bektaşilik Ehli sünnetten ayrıldıktan sonra, İslam inancından tamamen uzaklaşarak; Şaman, Şii, Budist, Maniheist, Zerdüşt, Hıristiyan (Hıristiyanların teslisine, üçlü ilah inancına benzeyen “Hak-Muhammed-Ali” inancı gibi) vs. pek çok bozuk düşünceleri içine alan bir inanç haline gelmiştir. (Daha geniş bilgi için, Diyanet İslam Ansiklopedisi, “Bektaşilik” maddesine bakılabilir.)
    darulerkam
    darulerkam
    Yeni Üye
    Yeni Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 14
    Katkı Puanı : 3
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 07/03/09

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından darulerkam Paz Mart 08, 2009 1:34 am

    Dr. Bedri Noyan'a,( 1960'dan 1997'de ölümüne kadar Bektaşi toplumu içinde en yüksek mevki olan Dedebabalık makamında bulunmuş hekim, araştırmacı-yazar, sanatçı ve inanç ve toplum adamı)bir röportajda iyi bir bektaşi nasıl olur diye sorulur.O da cevaben iyi bir insan olursan iyi bir bektaşi olmuş olursunuz der.anadolu bektaşiliğinin özü budur vesselam.gerisi siyasi politik mülahazalardan ibarettir.
    Kemalist_Ece
    Kemalist_Ece
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 70
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 103
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 14/05/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Kemalist_Ece Paz Haz. 20, 2010 4:29 pm

    bektaşi bir aileden gelen biri olarak,
    islamiyet gibi bir sapıklıkla artık alakası olmadığını görmek ve 'insan' ı pir edinen bir felsefeye dayandığına şahit olmak beni çok mutlu ediyor..

    Cem evinde dedelerimiz derdi,

    önce ne din,ne iman,ne peygamber,ne Tanrı..

    Önce insan..
    Smile
    Uniak
    Uniak
    Tam Üye
    Tam Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 558
    Yaş : 46
    Nerden : Dünya'dan
    Katkı Puanı : 727
    Reputation : 17
    Kayıt tarihi : 26/04/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Uniak Paz Haz. 20, 2010 11:38 pm

    Sevgili Ece

    Alevilik + bektaşilik + kemalistlik = deist sanıyorsun gibi geldi bana.

    Lütfen bunun böyle olmadığını söyle. İnanmak istemiyorum. Ama yazılarından yukarıdaki denklem çıkıyor.
    Kemalist_Ece
    Kemalist_Ece
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 70
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 103
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 14/05/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Kemalist_Ece Ptsi Haz. 21, 2010 12:53 am

    nasıl böyle bir mana çıkardığınızı anlamadım.. kemalizmden filan bahsetmedim bile.bektaşilikte islamiyetteki o kabalık,sert kuralalr,saça yasaklar ve zorbalık olamdığını bu yüzdne fakrlı olduğunu ima etmeye çalıştım.
    kemalizme gelince,
    kemalizm ,******ün ilke ve devrimlerinin koruyuculuğu ve savunuculuğudur,deizmle ilgisi yok bildiğiniz gibi,siyasi bir terim.

    aleviliğe gelince,
    sorgulama ,araştırma ve bilime verilen önem çok fazla olduğu için
    genelde alevilerin çoğu deisttir. ama itiraf etmezler pek Smile
    Uniak
    Uniak
    Tam Üye
    Tam Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 558
    Yaş : 46
    Nerden : Dünya'dan
    Katkı Puanı : 727
    Reputation : 17
    Kayıt tarihi : 26/04/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Uniak Perş. Haz. 24, 2010 2:41 pm

    Mesajlarınızı kontrol ettiğimde

    Bektaşilik < Alevilik sanki İslam dininden farklı bir din gibi bir izlenim alıyorum.
    Farklılıkları var ama temelde aynı.

    Alevilikte bilime ve araştırmaya daha fazla önem verildiğine katılmıyorum. Daha fazla sorgulama yaptıklarına katılıyorum.
    Onu da sünni bir müslümana göre inançlarında kolay sorgulanabilir unsurlar olamsına bağlıyorum.

    Kemalizm ile Nurculuk arasında tek fark ****** deist, Said Nursi müslüman.
    Hayranları arasında ise hiçbir fark göremiyorum.

    100 yıl önce yaşamış bir insanın fikirlerinin çoğu çürümedi mi? Büyük bir lider olsa da.
    Dersim isyanını katliamla bastırmış bir adamdan bahsediyoruz.

    Alevilerin çoğu deisttir. Buna katılırım. Deizm nedir çoğu bilmez ama inançlarıyla büyük oranda örtüşür.
    Alevi kökenli arkadaşlarımın hemen hemen hepsi bir yaratıcının olduğunu kabul ediyor. Ama varolan dinleri inandırıcı bulmuyor.
    Kemalist_Ece
    Kemalist_Ece
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 70
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 103
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 14/05/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Kemalist_Ece Perş. Haz. 24, 2010 5:36 pm

    O halde mesajlarımdan yanlış izlenim çıkarmışsınız.Mesajlarımın amacını yukarıda belirttim.
    Alevilikte bilime önem verilmediğine inanmamanızı aleviliği çok fazla bilmemenize bağlıyorum zira daha geçen hafta cem evinde ki kütüphanede ve gençlere ait odada evrim teorisine ait videolar izleyip tartışmalar yapanlar arasındaydım.
    bununla birlikte akıl ve ilmin herşeyden önce geldiğini her ibadet sonrasında vurgulayan ve bu yolda mutlaka ilerlememiz gerektiğini öğütleyen dedeler tarafından 'alevi bir aileden gelen biri olarak' öğütlendirildik.

    Kemalizm ile Nurculuğu kıyaslayıp,sadece inanç bakımından farklılıklar göstermek inanılmaz bir hata Smile
    Nurculuk nedir? sadece saidi nursiyi baz alıp değerlendirilemez.
    Nurculuk (Nakşibendilik)Osmanlı dönmeindeki iktidar mücadelesiyle değerlendirilmeli ,eğer kemalizm gibi bir olguyla karşılaştırılacaksa...

    İkisi arasında fark görememk ciddi bir sorundur.. Nurcu gençelre bkaın,bir de kemalistlere.. değerlerine ve fikirlerine.. bunu konuşmak bile absurd..


    Gelelim Dersim isyanına..
    Dersim olaylarını ne kadar biliyorsunuz? Bunu hadsizlik yapmak için sormuyorum, kimi ****** aldı eline silahı insanları taradı falan filan gibi saçmalıklarla bile karşılaştım tarih öğrencisi olmama rağmen Smile

    Tunceli bölgesinde dönem içersinde bir feodal sistem vardı arkadaşım.
    Devlete asker gönderilmiyordu..
    devlete vergi verilmiyordu

    ve Türkiye Cumhuriyetinden bağımsız bir 'Tunceli özerkliği' talep ediliyordu.

    bölgeye devlet adamı sokulmuyordu ve silahlarla geri dönüş yapılıyordu.

    Pardon ama bu durumda siz ne yapardınız?

    tamam kardeşim bana asker verme,vergide verme,al tunceli cumhuriyetini kur ,istediğin gibi takıl mı derdiniz?

    Bu ülke misak ı milli sınırları dahilinde bölünemez.Şunu söyleyebilirsiniz,suçlularla birlikte masum isanlarda öldü... evet katılırım.
    orantısız bir güç uygulandığı noktasında hemfikirim.ama kimse dersimdeki isyanın alt yapısını ve çıkış sebebini bilmeden,
    bastırılmasına böyle bakamaz.
    devlet içinde devlet kurmaya kim çalışırsa tepkiv erilmek durumundadır.******le bağlantısına gelince;
    dersim siyanı 1937 de olur.
    Mustafa Kemal o sırada ölüm döşeğindedir zaten..yatağından kalkamaz .. Dersim isyanı bastırılırken,mecliste onlarca dersimli vekil vardı. ortak kararla bu isyan bastırıldı.

    Ülkeyi bölenleri düşündüğümüz kadar birazda ülkeyi düşünebilsek keşke..

    nacizane dipnot..

    Saygılar
    supeluta
    supeluta
    Site Yöneticisi
    Site Yöneticisi


    Erkek Mesaj Sayısı : 658
    Katkı Puanı : 802
    Reputation : 23
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından supeluta Cuma Haz. 25, 2010 2:54 am

    Kemalist_Ece demiş ki:
    Nurculuk (Nakşibendilik)Osmanlı dönmeindeki iktidar mücadelesiyle değerlendirilmeli ,eğer kemalizm gibi bir olguyla karşılaştırılacaksa...

    nurculuk ve nakşibendilik birbirinden çok uzak iki cemaattir,
    hatta birbirlerini sevmezler bile diyebilirim.
    sophia
    sophia
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 53
    Yaş : 38
    Katkı Puanı : 66
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 19/06/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından sophia Cuma Haz. 25, 2010 4:03 am

    Kemalist_Ece demiş ki:

    Gelelim Dersim isyanına..
    Dersim olaylarını ne kadar biliyorsunuz? Bunu hadsizlik yapmak için sormuyorum, kimi ****** aldı eline silahı insanları taradı falan filan gibi saçmalıklarla bile karşılaştım tarih öğrencisi olmama rağmen Smile

    Tunceli bölgesinde dönem içersinde bir feodal sistem vardı arkadaşım.
    Devlete asker gönderilmiyordu..
    devlete vergi verilmiyordu

    ve Türkiye Cumhuriyetinden bağımsız bir 'Tunceli özerkliği' talep ediliyordu.

    bölgeye devlet adamı sokulmuyordu ve silahlarla geri dönüş yapılıyordu.

    Pardon ama bu durumda siz ne yapardınız?

    tamam kardeşim bana asker verme,vergide verme,al tunceli cumhuriyetini kur ,istediğin gibi takıl mı derdiniz?

    Bu ülke misak ı milli sınırları dahilinde bölünemez.Şunu söyleyebilirsiniz,suçlularla birlikte masum isanlarda öldü... evet katılırım.
    orantısız bir güç uygulandığı noktasında hemfikirim.ama kimse dersimdeki isyanın alt yapısını ve çıkış sebebini bilmeden,
    bastırılmasına böyle bakamaz.
    devlet içinde devlet kurmaya kim çalışırsa tepkiv erilmek durumundadır.******le bağlantısına gelince;
    dersim siyanı 1937 de olur.
    Mustafa Kemal o sırada ölüm döşeğindedir zaten..yatağından kalkamaz .. Dersim isyanı bastırılırken,mecliste onlarca dersimli vekil vardı. ortak kararla bu isyan bastırıldı.

    Ülkeyi bölenleri düşündüğümüz kadar birazda ülkeyi düşünebilsek keşke..

    nacizane dipnot..

    Saygılar

    ülkeyi düşündüğümüz kadar da insanları düşünebilsek bir de
    insanların üzerinde huzurlu bir biçimde yaşayamadıkları bir toprağın kıymeti yoktur bana göre..

    dersim meselesi için başka bir başlık açsaydık keşke burada çok karışacak evet o vakitler mustafa kemalin hasta olduğu birşeyden habersiz olduğu söylenir ama ismet paşa da bir kemalisttir ve dersimdeki kanlı olaylar esnasında görevde olan diğerleri.. resmi tarih bu konuda pek birşey söylemez sizin de bahsettiğiniz gibi ama vergi verilmiyordu asker yollamıyordu vs gibi bahanelerle kendi insanını katletmeyi vacip gösterir, biraz gayri resmi okumalar araştırmalar yapmak lazım..

    tabi tarihle ilgili bir değerlendirme yaparken hatta en küçük bir konu bile olsa yaptığımız en büyük hata bugünün bakışıyla dünü yargılamaktır. dersim ise çok hassas bir konu o yüzden bütün gözlükleri çıkarıp öyle bakmak faydalı olur bence.

    herşeye rağmen insanların öldürülmesini mazur gösterecek hiçbir geçerli neden olamaz şimdi nasıl ki teröristleri lanetliyorsak benzer katliamlar devlet eliyle yapılınca onları da lanetleyebilmeliyiz

    alevilik aslında bu konuyla yakından ilgilidir seyit rıza hakkında biraz araştırma yaparsanız göreceksiniz.

    bunun dışında alevilik nerden türedi islamın bir kolumuydu değilmiydi gibi kafamdaki soru işaretlerini giderebilmek için çok çaba harcadım ama kaynaklar yavuz selim zamanından beri yok edildiğinden net birşey söylemek imkansız gibi
    yine de aleviliğin doğası itibariyle bildiğimiz sünni islamdan çok farklı olduğunu görüyoruz ilgisiz birçok inancın sentezi gibi şamanlardan tutun da yezidilere kadar birçok ortak yönü var sünni islamın reddettiği gelenekler bunlar.. gerçek anlamda bir din olduğu söylenemez aleviliği daha çok deizm gibi felsefi bir inanış olarak görüyorum şahsen
    Uniak
    Uniak
    Tam Üye
    Tam Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 558
    Yaş : 46
    Nerden : Dünya'dan
    Katkı Puanı : 727
    Reputation : 17
    Kayıt tarihi : 26/04/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Uniak Paz Haz. 27, 2010 12:57 am

    Katılıyorum Sophia.

    Bana takıntı olan nokta.
    Ece'nin ilk mesajında yazdığı yorumdan ve daha öncekilerden şu anlamı çıkarmış olmam.
    Cami cemaati cahil, cem evi cemaati kültürlü ve doğru yolda.

    Bence birisi atıyor, ötekisi fırlatıyor. Aralarında bu kadar bile fark yok. Yani eğri yoldalar.
    Kötü ve az kötü kıyaslanırken az kötünün iyi birşey olduğu varsayımı çıkarılmaz.

    ******'ün hayranıyım ama ******çü veya Kemalist değilim.
    Deist bir kişinin de öyle olması gerektiğine inanıyorum.

    Kemalist_Ece
    Kemalist_Ece
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 70
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 103
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 14/05/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Kemalist_Ece Paz Haz. 27, 2010 1:58 am

    tabiki istediğinizi düşünmekte özgürsünüz.size göre vatan her yerdir.bana göre kendi ülkem.bu ideoloji ve benlikle alakalı bir durum.
    milliyetçi bir yapıya sahip olmam evrensel düşünmeme engel olsaydı deist olmazdım.
    ****** milliyetçisiyim,bunun ne anlama geldiğinide Mustafa Kemali zorunlu mufredat dışında araştırıp okuyan herkes bilirim.
    Alevi değilim,alevi kültürüyle büyüdüm. ve evet dediğiniz doğru,
    cem evini ve cem evindeki insanları camideki çoğu insandan daha sorgulayıcı,inançlara v einançsızlıklara daha saygılı ve daha akılcı buluyorum.
    aksini idda eden varsada severek dinlerim.


    Ülkemi düşündüğüm kadar insanlarıda düşünüyorum elbet. Vatansever olmak anti humanizm anlamına gelmez.vatan her yerdir,tüm topraklardırn gibi globalleşen dünyanın liberal hamaset ağızlarına gerek yok.. bugün çekin bakalım askerlerinizi,hayali kürdistancılar ve amerikalı amcalar büyük ortadoğu projesiyle birlikte sizin 'her yer vatandır'sözünüzü bize nasıl yediriyorlar..
    Kimse savaşmak istemez,kimse eline silah alıpda insan vurmaktan zevk almaz akli melikeleri yerindeyse.. ama size silah atana gül atmanın sadece peygamberlerin sözleri olduğunu unutmayın.zorunlu olmadığı sürece savaşın cinayet olduğunu Mustafa Kemalden duymuşsunuzdur. Hümanistim diyinde düşmanınızın kurşununa gül atın peygamberlerin (!)dediği gibi,oluyor mu gerçekten merak ediyorum.

    Savaş karşıtı ve silah karşıtı olmak başka.. hepimiz bu sınıftayız.. Fakat zorunlu savaşlar karşısında bile 'hümanistim,kahrolsun ordu' safsatalığı yapmakda bambaşkadır.

    Ve son olarak deist birnin kemalist olmaması gerektiğini düşündüğünüzü söylemişsiniz,
    ilginç bir yaklaşım .. neye dayanarak bu düşünceye vardığınızı gerçekten merak ettim,öğrenmek isterim.
    biri inanç ya da inançsızlık meseles : deizm..
    diğeri ise tamamen ideolojik bir düşünce: kemalizm..

    kavram karmaşasına maruz kaldığınızı düşünüyorum.


    Saygılar herkese...
    sophia
    sophia
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 53
    Yaş : 38
    Katkı Puanı : 66
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 19/06/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından sophia Ptsi Haz. 28, 2010 2:42 am

    kavram karmaşası benim söylediklerimle alakalı değil sanırım öte yandan böyle populer deyişlerden de birşey anlamıyorum bir de eksen kayması çıktı şimdi herkesin dilinde Very Happy

    espri kısmını geçelim sırayla gitmeye çalışacağım ama keşke neyi kime ithafen yazdığınızı belirtseydiniz bu durumda hepsini değil sadece ilgili olduğumu düşündüklerimi cevaplayacağım

    öncelikle vatan heryerdir gibi birşey söylemedim diğer arkadaşın da söyledğini hatırlamıyorum ama bakacağım tekrar. demek istediğim düşünün ki uçsuz bucaksız topraklara sahipsiniz ama bu topraklar üzerinde her allahın günü kardeş kanı dökülüyor bu toprakların kıymeti nedir? buradan sakın bölücü vs olduğum sonucu çıkarılmasın sadece insanın topraktan daha kıymetli olduğunu anlatmaya çalışıyorum.. sanırım tartışırken yapılan en büyük hatalardan biri de bu, söylenmemiş sözleri söylenmiş sayarak- ki karşındakinin muhtemelen bu düşünceye sahip olduğunu düşünerek- buna göre cevaplar hazırlamak..

    liberal hamaset ağızları nedir? bana kalırsa da laf hokkabazlıklarına gerek yok bunları yapmadan da insan düşüncesini açık ve net bir şekilde belirtebilir.

    ve kesinlikle akli melekeleri yerinde olup da siyaseten adam vuran savaşan çoktur tarihi daha iyi okumalısınız..

    tekrar ediyorum dersimdeki olayların nasıl başladığını birkez de okulda öğretilen resmi tarih dışında inceleyin. kimse kimseye gül atmadı elbet ama burada bahsettiğimiz sam amcanın askerleri değil kendi halkımız. ve hayranı olduğumuz mustafa kemalin kızı sabiha gökçenin sivil halkın üzerine yağdırdığı bombalar. pek saygıdeğer devletimiz üç beş çapulcuyla başedemedi mi altı üstü birkaç aşiret reisiydi etkisiz hale getirmesi gereken.. savaş ne kadar zorunluydu onu da iyi idrak etmek gerek

    son olarak milliyetçilik milliyetçiliktir. ****** milliyetçiliği hatta daha da abartırsam kemalizmin gerçek bir "ideoloji" olup olmadığı konusunda bugün onca tartışma yapılıyor. benimsemiş olduğunuz değerlere saygım sonsuz fakat bunu birkez olsun siz de düşünün.. ideoloji nedir öncelikle ve kemalizm nasıl bir ideolojidir? uygulamada marksizm gibi hatta en kötüsünden örnek de verelim liberalizm gibi toplum düzenini sağlamak için tüm özelliklere sahipmidir? ekonomi konusunda yöntemi nedir örneğin? ya da ne tür sosyolojik düzenlemeleri içerir? bu ülkenin resmi ideolojisi kemalizmdir dediğinizi ve size hiç bilmeyen birinin kemalizmin ne olduğunu sorduğunu düşünün nasıl bir tanımlama yapardınız?

    başka sorum yok Smile
    Kemalist_Ece
    Kemalist_Ece
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 70
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 103
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 14/05/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Kemalist_Ece Ptsi Haz. 28, 2010 3:57 pm

    Smile yorum yazan herkesin okuması için alıntı yapmadım şuna şuna cevabım diye.Ama bu yorumumu bizzat size yapıyorum sophia bilginize... Smile

    Önce Dersim isyanından başlayalım..
    Yukarıda da dedim ,neden kims eçıkış sebebiyle ilgilenmiyor diye ama genel yazmama rağmen yine dikkate alınmamış demekki.

    ******ün kızı milletin kafasına bomba yağdırdı diye basit bir tezle savunulmaz dersim isyanı.neden sonuç ilişkisini ve yanlışları buyrun birlikte görelim.

    Tunceli,Osmanlı döneminde yüzyıllarca yurtluk biçiminde özerk olarak yönetildi.. özellikle Tanzimat'tan sonra, merkezi yönetimin güçlendirilmesi amacına yönelik düzenlemelere karşı sık sık huzursuzluklar (Dersim ayaklanmaları) çıkardılar.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla geleneksel o özerkk özelliğini kaybetmekle karşı karşıya kaldı ve Dersimli aşiretler, dersimdeki geleneksel düzenin ani bir şekilde değiştirilmesine ve yönetimlerinin elinden alınmasına karşı çıkmaya bşaladılar;
    vergi vermek, askere gitmek gibi çeşitli zorunlulukları uygun bulmadlar,yapmadılar.. Cumhuriyet dönemine kadar olan süreçte Dersim kapalı bir kutu gibi varlığını sürdür ve yoksullukla boğuştu..
    Çevre illerle ekonomik bağlantısı dahi yoktu. ne devleti kabul ediyordu ne çevresindeki illerin yardımını,desteğini.. İnsanlık yokluk ve açlık içindeydi.bazen Dersim aşiretlerinin çevre illere yağma amaçlı saldırmalarına neden oluyordu bu tavırları. Bu nedenle çevre illerin yöneticileri sık sık Dersimlileri Osmanlı'ya şikayet etmişlerdir.
    Cumhuriyet kurulduktan sonra çeşitli raporlar hazırlandı Dersimle ilgili.Raporlarda Dersimlilerin gelenek görenekleri, aşiretlerin coğrafi sınırları ve nüfuzları,inancı, Dersim'in stratejik noktaları ve başarılı bir Dersim Harekâtı için gereken önlemler tespit edildi.Yani "Dersim Harekâtı" en azından on yıl önceden aşama aşama planlanmıştır.
    sonra da ilk iş olarak stratejik noktalara karakollar inşa edilmeye başlandı, karakollar yapılmaya başlandığında Dersimliler tepki vermemişlerdir ilk olarak.Devlet durmadan dersime umumi müfettişlikler açıyordu.Fakat yine güvenlik sağlanamıyordu,yine otorite kurulamıyordu bölgede.
    Karakollar ykaılır isyancılar tarafından ,tam 33 asker ölür.İncelemeniz için isimde vereyim;İsmail Hakkı teğmen komutasındaki karakol,yıl 1937.
    unceli-Erzincan yolundaki bir köprü aşiretleri tarafından yakılır.bölgnintelefon hatları kesilir.
    Jandarma birliklerine pusu kurulur.
    Pax bucağı karakoluna baskın düzenlenir.
    Seyit Rıza bizzat Sin Karakolu'nun da basılması için asi milislere emir verir. Bölgedeki Jandarma Taburla bskn dznlnr.

    Birçok askeri birlik basılarak askerler öldürülür ve yaralanır.Mazgirt Köprüsü'nü tahrip ederler vb. vb. birçok kıyım,yıkım ve yoksulluğa ,açlığa mahkum bırakılmış birkaç çeteden oluşan adamlar..Derken raiber olayı olmuştur.Duymak istemediğiniz resmi tarih bunlardan bahsetmez.
    seyit rızaya öz kardeşi destek vermemiştir bu isyanda.kendi aşiretinin liderliğini yaptığı halde.

    isyana doğru 6 bin kişilik bir gerilla örgüt oluşturuldu..telefon hatları kesildi bölgede,askeriyedeki bütün askerler öldrüldü,köprüler yakılıp yıkıldı.general saldırı düzenledi isynaı bastırmak için başarısız olunca bundan güç alan aşiret,daha da silahlandı ve devlete dair yapılan her yeri yerle bir etmeye bşaladı.derken istanbuldan 50 bin kişilik askerle bir donanma gönderildi.
    isyanın bastırılması için havadan da atışlar gerekliydi.Teklif Sabiha gökçene gönderildi ve kabul etti. İsyancıların saklandığı yeri havadan yerle bir etti.
    derken 11 kişiye diam kararı çıktı. 4ü yaşı yüzünden idam edilmedi 30 yıl hapis cezası aldı.
    bu hareketın sonucunda birçok masum ve sivil halkta öldü.Yukarıda da söylemiştim,kullanılan orantısız güç neticesinde ölen sivil halkı geçiştirmemiz mümkün değil.Bunu ne devlet inkar etmeli ne de halk.
    Ama orada Türkiye Cumhuriyetine,çevre illere ve kendi halkına bir cehennem hayatı yaşatan guruh olduğunu ve bu isyanın bastırılmazsa ne sonuçlara sebep verebileceğini olayı anlatıp kendi yorumumu yapmadan size bırakacağım.





    Kemalist_Ece
    Kemalist_Ece
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 70
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul
    Katkı Puanı : 103
    Reputation : 5
    Kayıt tarihi : 14/05/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Kemalist_Ece Ptsi Haz. 28, 2010 4:18 pm

    Gelelim bu topraklarda hergün kan dökülüyor,nedir bu savaş dediğiniz cümlelere;
    Bölücü vs. olduğunuzu tabiki düşünmüyorum,kimseyi bu düşüncelerle yaftalamakta haddim değil.
    Hepimiz barış olsun,insanalr ölmesin artık diye bas bas bağırıyoruz.Ama size silah çeken bir guruh var karşınızda,üstelik dış destekli.Silahı bu ülkenin vatandaşı ve sahibi olarak siz mi bırakmalısınız,yoksa bu ülkeyi bölmek amacıyla dağa çıkmış insanlar mı?
    hepimiz 'savaşa hayır'diyoruz,hadi anti militarizm olayınıda anlarım ama savaş dursun derken hep Türkiye Cumhuriyetine yönelik tavır almayı idrak edemiyorum.
    bu adamlar dünyanın her dilinde terorist mi ?
    evet..
    kendi halkım dediği halkı bile katletmedi mi?
    evet katletti (diyarbakır olayları.Abdullah öcalanın öldürdüğü bebekler vs)
    bu adamlar hangi etnikten olursa olsun,ülkede herkesin güvenli ve rahat yaşaması için elinde silahla nöbet tutan askerleri yok ediyor mu?

    evet ediyor.
    bölücü,katil,uyuşturucu kaçakçısı,bir örgüt değil mi tüm bu kardeş kanının akmasına sebep olan?
    evet onlar.

    e ne yapalım şimdi,bu adamlar silahı indirsin diye istediklerini yapıp,
    Diyarbakırdan sonrasını verelim mi?
    Tbmm ye bile soktu T.c daha ne yapsın? siz ne bekliyorsunuz onu merak ediyorum.
    Silahlar insin diyorsunuz..Tamam sonuna akdar bunu destekliyorum,silahlar insin,savaş olmasın,masumlar ölmesin . Peki T.c ne yapsın?
    adamların isteği,amacı belli.ya vereceksin ya savaşacaksın. bu insanların kürtçe için,ezilmiş insanlar için vs dağda olmadığını bilecek kadar akıl melakelerimiz yerinde hepimizin,eminim. Kürt olan elif öğretmen,geçenlerde eşinin cenazesinde konuştu:
    ''bende kürdüm,benim hakkımı savunmak size mi kaldı ''diye.
    bu söz üstüne başka söze gerek var mı?
    Türkiyede 15 milyon kürt kardeşimizin olduğu söyleniyor.Pkk nın siyasi uzantısı olan Bdp nin aldığı oy : 1.800 bin. bu da zihninizde yoruma açık kalsın.
    Asker kızıyım.Babamın tayinlerinden ötürü doğunun çoğu yerinde kalma imkanım oldu. o korucuların çocuklarını (kürt olmalarına rağmen) okula silahla getirip götürdükleri anları görmeniz ya da anlamanız gerek.
    asker eşliğinde okula gidip gelen çocukların psikoloji muhtemelen 10 yıl sonraki yaşlarında topluma yansıyacaktır.

    yani demem o ki,
    savaş bitsin,ülke silah bıraksın demek kolay..bunu hepimiz istiyoruz çünkü.
    Karşındaki adam üzerine kurşun yapdırıyorken nasıl silah bırakacaksınız onu merak ediyorum ben?


    Gelelim kemalizmle ilgili düşüncelerinize;

    bakınız,
    Kemalizm benim nazarımda bir ideoloji değildir. Şöyle örnek verelim.Bir insan vucudu düşünün,
    bu Türkiye Cumhuriyeti olsun.
    Bu vucutta kemalizmi bir yere oturtmamız gerekiyorsa bu,ne beyin olacaktır bu vucutta,ne de kalp..
    Kemalizm bu vucudun omurgasıdır.
    Türkiye Cumhuriyeti hangi ideolojiyle yönetilirse yönetilsin..biz buna karşı değiliz.İster komunizm olsun,ister liberalizm,ister sosyalizm.. bu ideolojiler ,bu vucudun beynidir ya da kalbi. ama omurgası kemalizm olmalıdır.aksi halde vucut dik duramaz.
    Türkiye Cumhuriyeti dik duramaz.bu sebeple şu ya da bu ideoloji çok da ilgilendirmiyor beni.

    Milliyetçiliğe gelince,
    ''milliyetçilik milliyetçiliktir'gibi garip bir tanım yapmışsınız.Aynı milliyetçilik dediğiniz tanım 1924lerde Almanyada,
    'Alman kanı taşıyan herkes Almandır'ibaresiyle yer alırken,
    bizde 'Tüm insanlra,ırklara,etnikelre saygı duyup ne kendimizi çok üstün ne de çok alçak görmek üzerine ''kurulmuş,insanı temel alan bir anlayıştır.
    Bu yüzden tavsiyem,
    Nutuk'a bir göz gezdirin.
    o da olmadı internetten Mustafa Kemalin miliyetçilikle ilgili sözlerine bir bakın.

    Sonra tekrar tartışalım.

    Saygılar.

    sophia
    sophia
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Kadın Mesaj Sayısı : 53
    Yaş : 38
    Katkı Puanı : 66
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 19/06/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından sophia Ptsi Haz. 28, 2010 9:55 pm

    dersim katliamı hakkında verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim ve fakat bunların tümü lisede "resmi tarih" derslerinde öğrendiğimiz şeyler yeni birşey göremedim. işte bu yüzden tüm gözlüklerin çıkarılması gerektiğini söylemiştim siz kemalist bir gözlükle bakıyorsunuz olaya o yüzden özeleştiri yapmanız mümkün değil bu konu hakkında daha fazla tartışmak istemiyorum belli ki çok sağlıksız ilerliyoruz. yine söylemediğim sözler bana maledilmiş "silah bırakma" konusu ve pkk sorunuyla ilgili nerede tek söz etmişim merak ettim doğrusu.

    iyi bir tarihçi olmak istiyorsanız geçmişteki olayları o zamanın şartlarına göre düşünmelisiniz bugünkü bakış açısıyla iyiyi kötüyü ayırt edemezsiniz.

    ben burada ne kemalizmi kötülüyorum ne de başka birini ( abdullah öcalan, pkk vs ) savunuyorum kafanızdaki şablonlardan kurtulmanızı öneririm.

    çok derinine inmeden bir iki söz edeceğim. dersim yüzyıllarca özerk olarak yönetilmedi yüzyıllarca kendi haline bırakıldı. oradaki insanlar yoksulluktan sizin de dediğiniz gibi sağa sola saldırmaya başladı. devlet birgün olsun gidip o insanların ne şartlarda yaşadığını sormadığı gibi ( osmanlıdan bahsediyorum ) daha sonra türkiye cumhuriyetinde de tepesine binip vergi istediler bu insanların yiyecek ekmeği yokken hangi vergiyi versinlerdi birgün olsun yüzüne bakmayan devlete neden çocuklarını asker etsinler?
    dersimdeki insanları öcalanla bir tutamazsınız ha yok ille de tutacaksanız madem öcalanın öldürdüğü bebeklere acıyorsunuz da dersimde bir çukura doldurulup öldürülen çocuklara neden acımıyorsunuz?

    rehber olayı olsa olsa seyit rızanın ne kadar zor bir durumda kaldığını ispatlar her örgütlenmenin içinde kalleşler çıkacaktır ve rızanın dört bir yanı bunlarla çevrilmişti aşiret reislerinden tutun da en yakınındakilere kadar. bu meselede sürekli bir dışardan destek mevzusu dile getiriliyor ama bu da hiçbir zaman ispatlanamadı sadece bir söylentiden ibaret.

    ilk köprü yakma meselesi oraya gönderilen askerlerin taciz ve tecavüzleri nedeniyle olmuştur. bütün bunlar resmi belgelerle raporlarda yer alıyor bugün orada görev yapmış komutanlar bile hatalarını kabul ederken sizin kabul etmeniz neden bu kadar zor? her lider hata yapar mükemmel insan yoktur mustafa kemal de hatalar yapmıştır bu onun değerini düşürmez.

    bu insanları meclise sokmakla kimse kimseye lütuf etmemiştir hepimiz gibi onların da meclise girmeye hakları vardır. elif öğretmen için çok üzüldüm o acıyla kızını dahi askere göndermeyi düşünüyor yazık şiddet insanları bu hale getirir. kana kan dişe diş midir bütün mesele?

    "Türkiye Cumhuriyeti hangi ideolojiyle yönetilirse yönetilsin..biz buna karşı değiliz.İster komunizm olsun,ister liberalizm,ister sosyalizm.. bu ideolojiler ,bu vucudun beynidir ya da kalbi. ama omurgası kemalizm olmalıdır.aksi halde vucut dik duramaz.
    Türkiye Cumhuriyeti dik duramaz.bu sebeple şu ya da bu ideoloji çok da ilgilendirmiyor beni.
    "

    demişsiniz bu ne demektir tam olarak anlayamadım? yani kemalizm öyle bir ideoloji ki tek başına yetemiyor ve başka bir ideolojiye ihtiyaç duyuyor ve hatta o kadar kararsız ki komünizm de olur liberalizm de hiç farketmez??? bu nasıl bir mantık hiçbir şey anlamadım. fizyolojiye göre haklısınız omurga olmadan vücut dik durmaz ama kemalizm nasıl oluyor da omurga oluyor bunu nasıl bir bilimsel ya da tarihsel gerçekliğe dayanarak söylüyorsunuz?

    nutuk'u da m.kemal'in sözlerini de çok iyi bilirim tanrıya şükür ki kemalist olmanın eşiğinden dönmüş biriyim. bunu da bu ideoloji(!)de gördüğüm eksiklikler nedeniyle yaptım

    sevgiler...

    Sadisticum
    Sadisticum
    Katılımcı Üye
    Katılımcı Üye


    Erkek Mesaj Sayısı : 65
    Yaş : 35
    Katkı Puanı : 73
    Reputation : 0
    Kayıt tarihi : 29/06/10

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu Empty Geri: Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolu

    Mesaj tarafından Sadisticum Salı Haz. 29, 2010 4:42 am

    ADMİN demiş ki:Bu arada, Bektaşiliğin içine sızıp, adeta istila eden “Hurufilik” nedir, biraz da bunun üzerinde durmak istiyorum. Hurufilik, İslâmiyeti yıkmak için kurulan bozuk yollardan biridir. Kurucusu bir Acem (İran) Yahûdîsi olan Fadlullah bin Abdurrahman Tebrizî’dir.

    Kurduğu bozuk yolun esaslarını anlatmak için Câvidân adında Farsça büyük bir kitap yazdı. Kitabında, Kur’ân-ı kerîmdeki harflere mânâlar vererek, kendisinin “tanrı” olduğunu bildirdi. Bütün dinleri inkâr ve İslâmiyetle alay etti. Kurduğu bu bozuk yola, Yahûdîlik, Hıristiyanlık, Zerdüştlük gibi inançları da karıştırdı. Bunlarla iç içe oldu.
    Nitekim, Yahudi Sabataist İlgaz Zorlu, Bektaşiliğin içine nasıl sızdıklarını şöyle ifade ediyor: “Sabetaycılar kendi din adamlarını Melamilik tarikatı içinde yetiştirmişlerdir. Bu çok ilginç; adam hahamdır, ama dışarıdan baktığınız zaman Melamilik, Mevlevilik ve Bektaşilik tarikatları içinde din adamı gibi görünür.” ( Eğitim-Bilim dergisi, Kasım 2000)

    Hurûfîliğin bu bozuk inanışları İslâm ülkelerinde câhil halktan bazı kimseler arasında yayılmaya başlayınca Tîmûr Hanın oğlu Miran Şah, babasının emri ile 1393 senesinde Fadlullah-ı Hurûfî’yi öldürdü. Bacağına ip takıp sokaklarda sürükledi. Böylece Tîmûr Han, İslâmiyet için çok tehlikeli olan Hurûfîliğin yayılmasını önledi. Bunun için Bektâşî ismi altında kendini gizleyen Hurûfiler, Tîmûr Hanı sevmezler, hep kötülerler.

    Fadlullah-ı Hurûfi öldürülüp, Esterâbâd şehri yakılınca dokuz yardımcısı kaçtı. Bunlardan Aliyyül-a’lâ adında bir kimse, Anadolu’ya gelerek bir Bektâşî tekkesinde Câvidân’ı gizlice yaymaya ve câhilleri aldatmaya başladı. “Hacı Bektâş-ı Velî’nin yolu budur” dedi. Hacı Bektâş-ı Velî’in yolundan ayrılmayan hakîkî Bektâşîler, bunlardan tamamen ayrıldılar.
    Bektâşî tarîkatı adı altında saklanan Hurûfîlere göre, namazı bir kere kılmak, orucu bir kere tutmak, guslü de ömründe bir kere almak farzdır. “Gusül edip vücudunuzu hırpalamayın” derler.
    Bektaşiler çoğu zaman bilhassa Tanzimattan sonra siyasetle de içli dışlı olmuşlardır. Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisine göre; Bektaşiliğin siyasetle yakın ilgisini gösteren hadiseler 19. yüzyılda da devam etmiştir. Jön Türkler ile Bektaşi Tekkelerinin münasebetleri eskiden beri bilinmektedir. (bk. Ramsaur s.7-14) Özellikle 1826’dan hemen sonra, Mason locaları ile iş birliğine girmeleri ilgi çekicidir. Bektaşi şeyhlerinin çoğunun bu localara kaydoldukları, bunun sonucu olarak Bektaşilerin siyasi düşüncelerinde, tarikatın ayinlerinde önemli ölçüde mason tesirlerinin belirdiği görülmektedir (bk. Melikoft,Turcica, XV,160-162)

    Özetleyecek olursak, Bektaşilik Ehli sünnetten ayrıldıktan sonra, İslam inancından tamamen uzaklaşarak; Şaman, Şii, Budist, Maniheist, Zerdüşt, Hıristiyan (Hıristiyanların teslisine, üçlü ilah inancına benzeyen “Hak-Muhammed-Ali” inancı gibi) vs. pek çok bozuk düşünceleri içine alan bir inanç haline gelmiştir
    . (Daha geniş bilgi için, Diyanet İslam Ansiklopedisi, “Bektaşilik” maddesine bakılabilir.)

    ADMİN bu uyduruk yazıyı nerden buldu bilmiyorum ama dini/islami bir kaynaktan alıntıladığı kesin.
    Yukarıda yazılan şeylerin çoğu palavradır.
    Fadlullah Hurufi yahudi değil deisttir.Fakat bütün dinleri çok iyi bilir.
    Tevrat'ı İncil'i ve Kuranı Batıni şekillerde çok özgün bir biçimde yorumlamıştır.
    Fadlullah ancak İslami manada sapıktır.
    Ki burda deist olduğunu söyleyipte İslamı savunan biri yoktur heralde.
    Dolayısıyla Fadlullah İslamcılar için sapıktır.
    Zaten alıntılanan kaynakta İslami bir kaynaktır.

    Örneğin Nesimi bir Hurufidir.Fadlullahın halifelerindendir.
    Ve Nesimi aleviler arasında büyük bir Pir olarak kabul edilir.
    Mısırda derisi yüzülerek katledilmiştir.

    Yukardaki yazı İslami bir yazıdır.
    Ve bir müslümana yakıştığı gibi yazdıkları çoğu şey yalan ve palavradır.

    İSLAMİ YAZAR DEMİŞKİ:
    Kurduğu bozuk yolun esaslarını anlatmak için Câvidân adında Farsça büyük bir kitap yazdı. Kitabında, Kur’ân-ı kerîmdeki harflere mânâlar vererek, kendisinin “tanrı” olduğunu bildirdi. Bütün dinleri inkâr ve İslâmiyetle alay etti.

    Hem Yahudi olduğunu söylüyor hem de bütün dinlerle alay ettiğini söylüyor.
    Bu ne perhiz Wat İz Diz?
    Tanrılık konusuna gelince..
    Fadlullah Tanrının insanın yüz hatlarında zuhur ettiğini söyler.
    Bütün dinleri inkar ile bir deisttir.
    Birkere eserinin adı Cavidan değil Arşnamedir.
    Fakat arşnameye bazı deyişlerinde Cavidanname lakabı takmıştır.

    Bütün dinlere sapık zındık kafir ve Batıl diyen bu ehli sunni denen hayvan sürüsü Anadolu halkının Hacı Bektaş'a olan sevgisi yüzünden onu da Ehli Sunni olarak göstermek istemişlerdir.
    Galiba böyle yaparak Gerzek Tanrılarından cennette Huri felan umuyorlar.
    Müslümanların Allah rızası üzerine yaptıkları sahtekarlıkları meşurdur.
    Nitekim Yunus Emreyi ve Mevlanayı alevi oldukları halde sunni yapmaya çalışırlar.
    Mevlananın Alevi olmadığını Naat-ı Ali isimli divanından açıkça anlayabilirsiniz.

    Kuranı yırtan kızın maymun kılığına sokulduğu,Mısırdaki köylü mumyasının Firavunun cesedi olduğu,Ademin iskeletinin bulunduğu yalanlarını millete İslam ve Allah rızası adına yutturmaya çalışan adamlardan bunu beklemek gerek.
    Allah rızası için yaptıkları sahtekarlıklar ve söyledikleri yalanların cennette ne gibi bir karşılığı olduğunu bendenizde merak etmekteyim.

    Hak olduğunu söyledikleri uyduruk arap dinlerini sorgulamak yerine yerine neden diğer dinlere kafir zındık müşrik felan derler bilmem.

    İSLAMİ YAZAR DEMİŞ Kİ:
    Hurûfîliğin bu bozuk inanışları İslâm ülkelerinde câhil halktan bazı kimseler arasında yayılmaya başlayınca Tîmûr Hanın oğlu Miran Şah, babasının emri ile 1393 senesinde Fadlullah-ı Hurûfî’yi öldürdü. Bacağına ip takıp sokaklarda sürükledi. Böylece Tîmûr Han, İslâmiyet için çok tehlikeli olan Hurûfîliğin yayılmasını önledi. Bunun için Bektâşî ismi altında kendini gizleyen Hurûfiler, Tîmûr Hanı sevmezler, hep kötülerler.

    Asıl cahillerin kimler olduğunu tarih gösteriyor.
    İslam ülkelerinin halinden ehli sunnilik denen safsatanın ne gibi bir yüceliğe sahip olduğu bariz.
    Pislik ve dışkı içinde yaşayan arap/müslüman/ehli sunni isimli hayvan sürüsü mü daha cahil yoksa Aleviler mi yorumu sizlere bırakıyorum.

    EHLİ SUNNİ ZIRVASI:
    Özetleyecek olursak, Bektaşilik Ehli sünnetten ayrıldıktan sonra, İslam inancından tamamen uzaklaşarak; Şaman, Şii, Budist, Maniheist, Zerdüşt, Hıristiyan (Hıristiyanların teslisine, üçlü ilah inancına benzeyen “Hak-Muhammed-Ali” inancı gibi) vs. pek çok bozuk düşünceleri içine alan bir inanç haline gelmiştir

    Ehli sünnet dediği Namaz Hacc ve Orucun farz olduğu,Bekir Ömer ve Osmanın sahabe kabul edildiği uyduruk emevi dinidir.
    Bektaşi Velinin dergahında namaz için ayırtılmış bir yer yoktur ve sunni KESİNLİKLE değildir.
    HAK MUHAMMED ALİ üçlemesi alevilikte ve bütün dinlerde vardır.
    Hinduizm de Brahmanizm de Hristiyanlıkta ve bütün Batıni dinlerde Tanrı-İnsan-Evren içlemesi vardır.
    Yani HAK MUHAMMED ALİ müslüman yaratıkların
    sandığı gibi Tanrının üç parçası değildir.
    Tanrı'nın kendisinde Evrende ve İnsanda ki müşahedesidir.

    Bu üç gerçek İslamda küfür olarak kabul edilir.
    Bu gerizekalı Tanrıları bütün milletlere bu üçlemeyi kabul ettirip saptırmış ama ne hikmetse kendi halkı olan ARAP adı verilen yaratıklara hak olanı tebliğ etmiş sanki gizlice fısıldamıştır.
    Son Hak Din ve tamamlanan din dedikleri uyduruk dinin ne halde olduğundan bu saçmalığın hak mı batıl mı olduğunu iyi anlıyoruz.
    Fadlullah kötülenebilir fakat Hurufilik metinlerini kötülemek Nesimiyi kötülemektir.
    Nesimi Bektaşiliğin/Aleviliğin pirlerindendir..Ve bu yol uğruna derisi yüzülmüştür..
    Kötülenecek olan Nesimi değil bu Müsliman denen arap hayvanlarının saygı duydukları Ebu Bekir,Ömer,Osman ve pirleri olan Muaviye(havlayan dişi köpek) ile oğlu Yeziddir.


      Forum Saati Çarş. Mayıs 08, 2024 2:29 am